Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Antalya'nın Serik ilçesinde "Tohum Yetiştiricileri Alt Birliğince gerçekleştirilen İklim Değişikliği Ekseninde Geleceğin Tarımı Çalıştayına" katıldı.
"Bugün 86 ülkeye tohum ihraç eden bir seviyeye geldik. 2021 yılının 10 ayında tohum ihracatımız 150 milyon dolar olarak gerçekleşti. Ülkemizde tohumculuk alanında faaliyet gösteren bin 48 firmanın 985'inin yani yüzde 94'ünün yerli, 23'ünün de yerli ve yabancı ortaklığı şeklinde olduğunu özellikle belirtmek istiyorum.Yine ilk defa ıslahçı haklarını da biz koruma altına aldık. Bugüne kadar 2 bin 769 başvuru yapıldı ve bin 710 bitki çeşidi koruma altına alındı. Koruma altına alınan çeşitlerin yüzde 50'si yerli ıslahcılar tarafından geliştirilmiştir. Türkiye tohumculuk sektörü, kendi ihtiyacı olan tüm tohumluğu üretecek güç, yetenek ve kapasiteye sahiptir. Ülkemiz bugün, dünya tohum ticaretinde söz sahibidir. Bazı spekülasyonlara cevaben altını çizerek bir kere daha söylüyorum, ülkemizde kullanılan tohumlukların yüzde 96'sı yurt içinde üretilmektedir. Türkiye'nin ithal tohumlar, ithal firmalar tarafından sarıldığı bir kuyruklu yalandır. Maalesef tarımı iyiye doğru değil, tarımı bitirmek için söylenen laflardır. Biz, tarımın daha iyi olması için çalışıyoruz. Türkiye'de başta muhalefet olmak üzere bazı kitleler tarımın daha kötü olması, kırsalın boşalması için ellerinden geleni artlarına koymuyorlar. 2023 yılında 1,5 milyon ton sertifikalı tohum üretimi ve 500 milyon dolarlık ihracat hedefliyoruz."
"Siz üretmeye devam ettiğiniz sürece alın terinizi yere düşürmeyeceğiz. Ürettiğiniz ürünün bedelini karlı bir şekilde alıyor olacaksınız. Maliyetler artabilir. Türkiye'de doğru alım politikaları ile üretici dostu politikalarla hiçbir zaman üreticimizin alın terini boşa harcatmadık. Bundan sonra da harcatmayacağız. Ekonomide bazı çalkantılar yaşayabiliriz, tüm dünya yaşıyor. Pandemi henüz ülkemizi terk etmiş değil. Siz sağlam durun, üretmeye devam edin, hiçbir şekilde alın teriniz yerde kalmayacak. 2002 öncesi çok kısıtlı destekler ve müdahale alımları vardı. 2002 sonrası ise etkin destekleme ve kısıtlı müdahale alımları yapıldı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle de hem artan tarımsal destekler, hem de kapsamı genişleyen etkin müdahale alımları ile çiftçimizi memnun edecek, üretici dostu politikaları bir bir hayata geçirdik. Son 3,5 yıldır farklı yaptığımız şey, hem destek arttı hem de müdahale alımı var" dedi.
"Bugün 86 ülkeye tohum ihraç eden bir seviyeye geldik. 2021 yılının 10 ayında tohum ihracatımız 150 milyon dolar olarak gerçekleşti. Ülkemizde tohumculuk alanında faaliyet gösteren bin 48 firmanın 985'inin yani yüzde 94'ünün yerli, 23'ünün de yerli ve yabancı ortaklığı şeklinde olduğunu özellikle belirtmek istiyorum.Yine ilk defa ıslahçı haklarını da biz koruma altına aldık. Bugüne kadar 2 bin 769 başvuru yapıldı ve bin 710 bitki çeşidi koruma altına alındı. Koruma altına alınan çeşitlerin yüzde 50'si yerli ıslahcılar tarafından geliştirilmiştir. Türkiye tohumculuk sektörü, kendi ihtiyacı olan tüm tohumluğu üretecek güç, yetenek ve kapasiteye sahiptir. Ülkemiz bugün, dünya tohum ticaretinde söz sahibidir. Bazı spekülasyonlara cevaben altını çizerek bir kere daha söylüyorum, ülkemizde kullanılan tohumlukların yüzde 96'sı yurt içinde üretilmektedir. Türkiye'nin ithal tohumlar, ithal firmalar tarafından sarıldığı bir kuyruklu yalandır. Maalesef tarımı iyiye doğru değil, tarımı bitirmek için söylenen laflardır. Biz, tarımın daha iyi olması için çalışıyoruz. Türkiye'de başta muhalefet olmak üzere bazı kitleler tarımın daha kötü olması, kırsalın boşalması için ellerinden geleni artlarına koymuyorlar. 2023 yılında 1,5 milyon ton sertifikalı tohum üretimi ve 500 milyon dolarlık ihracat hedefliyoruz."
"Siz üretmeye devam ettiğiniz sürece alın terinizi yere düşürmeyeceğiz. Ürettiğiniz ürünün bedelini karlı bir şekilde alıyor olacaksınız. Maliyetler artabilir. Türkiye'de doğru alım politikaları ile üretici dostu politikalarla hiçbir zaman üreticimizin alın terini boşa harcatmadık. Bundan sonra da harcatmayacağız. Ekonomide bazı çalkantılar yaşayabiliriz, tüm dünya yaşıyor. Pandemi henüz ülkemizi terk etmiş değil. Siz sağlam durun, üretmeye devam edin, hiçbir şekilde alın teriniz yerde kalmayacak. 2002 öncesi çok kısıtlı destekler ve müdahale alımları vardı. 2002 sonrası ise etkin destekleme ve kısıtlı müdahale alımları yapıldı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle de hem artan tarımsal destekler, hem de kapsamı genişleyen etkin müdahale alımları ile çiftçimizi memnun edecek, üretici dostu politikaları bir bir hayata geçirdik. Son 3,5 yıldır farklı yaptığımız şey, hem destek arttı hem de müdahale alımı var" dedi.