Kooperatifler Yeni Sistemle Şeffaflaştırılacak

⭕ Tarım ve Orman Bakanlığının resmi web sitesinde Kooperatif Bilgi Sistemi (KOOPBİS) tanıtıldı. Sistem 1 yıl içinde kurulacak ve kooperatiflerin bilgileri de 6 ay içinde işlenecek.

✅ Sistem tam anlamıyla kullanıma açıldığında; ortaklar tüm raporları elektronik ortamda şeffaf olarak görüntüleyebilecek.
✅ Hazirun Listesine de KOOPBİS'ten erişebilecektir.

👍 Bakanlık bu sistemi "Erişim kolaylığının ortakların etkin bilgi edinebilmesi ve seçim dönemlerinde adaylar arasında fırsat eşitliğinin sağlanması" açısından olumlu öngörüyor.

✋ Sizlerin konu hakkındaki görüşleri nedir?


Untitled-1.jpg

TÜDKİYEB Genel Başkanı Nihat Çelik'ten Sahte Dolar Yakma Eylemi

⭕ Türkiye Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği Genel Başkan Nihat Çelik, Ankara'nın Gölbaşı ilçesinde bir koyunculuk işletmesinde sahte 100'lük banknot dolarları yakma eylemi gerçekleştirdi.


✅ "Amacımız insanlarımıza mesaj vermek. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın uygulamaları ve talimatları doğrultusunda, bundan sonra hiçbir vatandaşımız döviz kurları daha yüksek olacak diye mevduatını Türk lirasından dövize çevirmeye ihtiyaç duymayacak. Bu bizim için çok değerlidir. Uygulamada bankadaki TL varlığının mevduat kazancı, kur artışından yüksekse bu getiriyi elde edecek. Ama kur getirisi mevduat kazancının üstünde kalırsa aradaki fark doğrudan vatandaşımıza ödenecek. Bu kazanç stopaj vergisinden de muaf tutulacaktır. Döviz kurundaki dalgalanma sebebiyle fiyat vermekte zorlanan ihracatçı firmalarına doğrudan Merkez Bankası aracılığıyla ileri vadeli kur rakamı verilecek. Bu işlem sonunda ortaya çıkabilecek kur farkı ise Türk Lirası olarak ihracatçı firmalarına ödenecektir. Burada Türk Lirasının itibarı korunması hatta itibarının artırılmasının hedeflendiği anlaşılmaktadır. "

✅ "100 doların ABD'ye maliyeti 25 sent iken, Türkiye'ye maliyeti 1200 liradır. Ülke menfaatine zarar vermemek için sahte dolar yaktık. Yetiştiricilerin gerçek hayatında dolar, avro yoktur. Koyun vardır, keçi vardır. Biz bu sahte dolarları mesaj olsun diye yaktık. Milletimiz dolara değil, Türk lirasına yatırım yapsınlar. Kendi değerlerine sahip çıksınlar. Dolara heveslenen, her gün fahiş zam yapanlar, günde 3 defa fiyat etiketi değiştiren zihniyeti esefle kınıyoruz."

✅ "Geçen yıl 2 kilogram karkas etle 1 çuval yem alıyorduk. Bu yıl 3,5 kilogram karkas etle bir torba yem alamıyoruz. Geçen yıl 48-50 lira bandında seyreden karkas et fiyatı bu yıl 58-60 lira. Her şeye yüzde 100 zam yapılmışken, bizim artışımız yaklaşık yüzde 6-7 civarındadır. Bu vicdansızlar ellerini vicdanlarına koysunlar. Biz alın teri, göz nuruyla bu kadar emek veriyoruz. Bunlar bir anda çıtayı yükseltiyor. ve bu durum 84 milyon tüketicimizin canını yakıyor."

✅ "Denetimlerin sadece reyonlarda satılan ürünlerde değil, bizim ilacımızdan aşımıza, yem, gübre ve mazotta da yapılmasını ve fiyatların aşağı çekilmesini istiyoruz. Döviz düştü ama bazı kalemlerde maalesef gerileme olmadı" dedi.

1640802440383.png

Astronomik Gübre Fiyatlarına Alternatif: "Arıtma Çamuru" | Konya B.Belediyesi

⭕ Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, arıtma çamurlarının halen toprak ıslahı ve tarımsal amaçlı kullanıldığını belirterek, Konya Merkez Atık Su Arıtma Tesisleri’nde yıllık ortalama 35 bin ton arıtma çamuru üretildiğini söyledi.


✅ "Gerekli resmi onay süreçleri sonucunda alınabilen arıtma çamurlarının organik değerleri yüksek. Özellikle mısır, buğday, arpa ve yonca gibi ürünlerde organik gübre kullanımı ile verim daha da artıyor. Arıtma çamurunun bertarafı için yüksek maliyetli teknolojiler kullanılmaktayken, organik gübre değeri olan arıtma çamurunun, ekonomiye bir değer olarak kazandırılması ve atık olarak değil; hammadde olarak değerlendirilebileceği belediyemizin uygulamaları ile somut hale gelmiştir.”

✅ "'Stabilize Arıtma Çamurlarının Toprakta Kullanılmasına Dair Yönetmelik' kapsamında Konya Merkez Atık Su Arıtma Tesisinde oluşan stabilize arıtma çamurlarının talep eden kullanıcılara ücretsiz verilmesi sağlandı.“Stabilize Arıtma Çamuru Kullanım İzin Belgesi Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızdan alınmıştır. Söz konusu izin belgemiz 3 yıllığına verilmiş olup yasal süreleri içerisinde belgemiz yenilenmiştir. Çiftçilerimizce alınan olumlu sonuçlar sonrasında, çiftçilerimizin stabilize arıtma çamuru talebi artarak devam etmektedir.”

✅ "Stabilize arıtma çamurları ile ilgili ülkemizdeki çeşitli kurum ve kuruluşlarla bilimsel çalışmalar da yapılıyor."

koski_gubre_0.jpg

TarımKredi'den Gübre Fiyatlarına İndirim

⭕ Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri'nin resmi internet sitesinden gübre fiyatlarıyla ilgili basın açıklaması yapıldı. İşte açıklamanın tamamı:


✅ "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Kur Korumalı TL Mevduatı” açıklaması öncesinde piyasaya göre ton başına 3.800 TL’ye varan avantajlı fiyatlar oluşurken, söz konusu durum, döviz kurlarındaki düşüş trendiyle birlikte piyasanın gübre fiyatlarını indirmesinde de en önemli etken oldu.

✅ Gübre fiyatlarındaki artışlara karşı piyasayı regüle eden Tarım Kredi Kooperatifleri, ülkenin gıda güvenliğine verdiği önemi ve çiftçilerin yanında olduğunu bir kez daha göstermek üzere 25 Aralık 2021 tarihi itibariyle kimyevi gübrelerde ton başına 1.100 TL’ye varan, yavaş salınımlı gübreler ile damla sulama ve yaprak gübrelerinde ise ortalama yüzde 20 oranında indirim yaptı.

✅ Bu indirimli fiyatlar ile çiftçilerimizin maliyetlerinin düşürülmesi, tarımda verimliliğin ve kalitenin arttırılarak tarımsal üretimin sürdürülebilmesi hedeflendi."

dsc_4018.jpg

Aralık ayında bu kadar çok Yangın çıkması normal mi?

NASA'nın yangınları gösteren uygulamasından baktığımızda son 28 günde yani bu Aralık ayında Türkiye'de gerçekleşen yüzlerce orman yangını gözüküyor.

Screenshot_20211228-182215_1.png


Bu kadar yangının bu mevsimde çıkması normal mi? Bana çok tuhaf geldi.

Birde sizin bölgenizde gerçekten böyle yangınlar çıktı mı? Bilgiyi doğrulayabilir miyiz?

  • Makale
TARIMDA 2021’DE NELER OLDU?

TARIMDA 2021’DE NELER OLDU?​

Her açıdan 2021, çok zor bir yıl oldu. Üreticiler artan ürün fiyatlarına sevinemedi çünkü girdi fiyatları çok daha fazla yükseldi. Gübre, mazot, zirai ilaç, yem ve diğer girdilerdeki yüksek zamlar 2022 üretimini de olumsuz etkileyecek Hem artan fiyatlar hem de alım gücünün düşmesi ile yoksulluk arttı. Tüketici gıda fiyatlarına para yetiştiremez oldu.
Yazar
Ali Ekber Yıldırım
-
7:15 | 28 Aralık 2021
https://www.tarimdunyasi.net/2021/12/28/tarimda-2021de-neler-oldu/#
bugday-basak-696x522.jpg

Kuraklık, girdi fiyatlarındaki zamlar, koronavirüs salgınının etkileri, gıda fiyatlarındaki yükselme, dövizdeki aşırı dalgalanma, orman yangınları, doğal afet ve felaketlerin yaşandığı bir yılı daha geride bırakıyoruz.
Sadece üreten çiftçiler için değil, gıda imalatçısı, ihracatçı, tüketici açısından da çok zor bir yıl oldu. Tarım ürünlerindeki fiyat artışı yine girdi fiyatlarındaki artışın gerisinde kaldı. Özellikle gübre, mazot, zirai ilaç başta olmak üzere bütün girdilerde fiyat artışları dövizdeki yükselmeye bağlı olarak kontrol edilemez seviyelerde arttı. Hem artan fiyatlar hem de alım gücünün düşmesi ile yoksulluk arttı. Tüketici gıda fiyatlarına para yetiştiremez oldu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı Toprak Mahsulleri Ofisi’nin ürün alım fiyatları, Ofis’in buğday, arpa, mısır ithalatındaki yüksek fiyatları, un ve yemdeki regülasyonu yine çok tartışıldı.
Yaklaşık 25 yıldır her yılın sonunda geleneksel hale getirdiğimiz üzere bu yılın son yazısında da tarımda 2021’e damgasını vuran gelişmeleri hatırlayalım:

Gübre, mazot, yem zamları 2021’e damgasını vurdu​

1- Tarım sektörüne 2021 yılında damgasını vuran en önemli gelişme kuşkusuz gübre, mazot, zirai ilaç zamları oldu. Hayvancılık için ise yem fiyatlarındaki yüksek artış, buna karşın üreticinin sattığı et ve sütün fiyatının düşük kalması sürekli gündemde olan konular arasındaydı. Gübre zamları 2020’nin sonlarında başlamış ve 2021 Aralık ayı ortasına kadar artarak zirveye ulaştı. Şubat ayında Cumhurbaşkanı Erdoğan 2020 yılı gübre desteğini yüzde 100 artırılarak çiftçiye ödeneceğini açıkladı. Buğday, arpa, yulaf, tritikale ve çavdarda üreticilere dekar başına 8 lira yerine 16 lira, diğer ürünlerde ise dekar başına 4 lira yerine 8 lira ödendi.
Gübre zamları Şubat’tan sonra daha hızlı yükselmeye başladı. Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin 2021 Aralık ayı başında yaptığı açıklamaya göre son 1 yılda, amonyum sülfat gübresi yüzde 441, üre gübresi yüzde 394, amonyum nitrat gübresi yüzde 373, DAP gübresi yüzde 259 ve 20.20.0 kompoze gübresinde yüzde 236’lık bir artış yaşandı. Bu dönemde mazot fiyatı yüzde 38, besi yemi yüzde 51,4, süt yemi yüzde 60, elektrik fiyatları ise yüzde 56 oranında arttı. 20 Aralık’ta dövizdeki düşüş ile birlikte gübrede ortalama yüzde 20-30, yemde yüzde 5-15 arasında indirim yapıldı.
2021 yılı için gübre desteği, fiyatlar bu kadar artmışken sadece buğday, arpa, yulaf, tritikale ve çavdarda üreticilere dekar başına yüzde 25 artışla 20 liraya çıkarıldı. Diğer ürünlerde destek artışı yapılmadı. İlk kez bir yıl sonrasının desteği açılanarak 2022’de gübre desteğinin yüzde 100 artırılacağı duyuruldu. Yani çiftçinin en fazla ihtiyaç duyduğu bir dönemde 2021 yerine 2023’te ödemesi yapılacak destek artırıldı.
Gübrede fiyat artışı sadece Türkiye’de değil, dünyada da tarım sektörünü olumsuz etkiledi. Yaşanan hammadde krizi dünya gıda üretimini tehdit eder noktaya geldi.
2- Yem fiyatlarındaki artışa rağmen çiğ süt fiyatının düşmesi süt ineklerinin kesilmesine neden oldu. Ulusal Süt Konseyi, 8 Aralık’ta geçerli olmak üzere çiğ süt referans fiyatını litre başına 3 lira 20 kuruştan 4 lira 70 kuruşa çıkardı. Ancak süt parası çiftçinin cebine girmeden artan yem zamları ile fiyat yeniden maliyetin altına düştü.

Gıda fiyatları tüketicinin kabusu oldu​

3- Yıl boyunca gıda fiyatları, gıda enflasyonu hep tartışma konusu oldu. Gıda fiyatları, tarladan başlayarak sofraya kadar olan süreçte yaşanan sorunları çözmek yerine yine etiket üzerinden tartışıldı. Cumhurbaşkanı e Recep Tayyip Erdoğan zincir marketleri fahiş fiyat artışı ve stokçulukla suçladı. Rekabet Kurumu zincir marketlere toplamda 2.7 milyar lira ceza kesti.
4- Ayçiçeği yağı başta olmak üzere bitkisel yağlarda yüzde 100’ü aşan zamlar 2021’e damgasını vuran gelişmelerden birisiydi. Artan yağ fiyatlarını düşürmek için ayçiçeği, kanola ve aspirde ithalat vergileri sıfırlandı. Toprak Mahsulleri Ofisi’ne verilen yetki çerçevesinde hem yılın başında hem de sonunda iki kez ham ayçiçeği yağı ithalatı yapıldı. Buna rağmen fiyatlar düşürülemedi.
5- Ekmek ve şeker zammı günlerce gündemi meşgul etti. İstanbul, Ankara gibi büyük kentlerde belediyelerin satışa sunduğu halk ekmek büfeleri önündeki kuyruklar hem ekonomik olarak hem de siyasi olarak gündemin ana konularından birisi oldu. Ekmek 4 lira hatta 5 lira olur mu? tartışması yaşandı. Yumurtadaki fiyat artışı gündem oldu. Marketler yağ, şeker, un gibi maddelerin satışına sınırlama getirdi.
6 – Dünyada da gıda fiyatları, yükselen enflasyon en önemli sorunlardan birisi oldu. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)’ nun her ay açıkladığı gıda fiyatları endeksi genel olarak hep çok yüksekti. Tahıllardan et ve süte, şekerden bitkisel yağlara gıda fiyatları son 10 yılın en yüksek seviyelerinde seyretti.

Kuraklık ve su sorunu öne çıktı​

7- Bu yıla damgasını vuran en önemli gelişmelerden birisi kuraklık ve su sorunu oldu. Özellikle Güneydoğu, Doğu ve İç Anadolu’da yaşanan kuraklık nedeniyle ürünü yüzde 30-80 arasında zarar gören çiftçiler oldu. Hükümet kuraklık için 2.6 milyar lira destek ödemesi yapacağını duyurdu. Ödemeler başladı.
8- Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yapılan 2021 yılı “Bitkisel Üretim 2. Tahmini” ne göre tahıl üretimi geçen yıla göre toplamda yüzde 15 düşüşle 37 milyon 187 bin tondan 31 milyon 626 bin tona gerileyeceği tahmin edildi. 2020 yılında 20 milyon 500 bin ton olan buğday üretimi 2021 yılında 17 milyon 650 bin ton olması bekleniyor. Amerika Tarım Bakanlığı, Türkiye’nin buğday üretiminin 16.5 milyon ton olarak tahmin ettiğini aylar önce açıklamıştı. Buğdayda son 14 yılın, arpada son 32 yılın en düşük üretimi gerçekleşti. Kuru bakliyat ürünlerindeki üretim yüzde 18,5 oranında düşeceği ve üretimin toplamda 1 milyon 292 bin tondan 1 milyon 53 bin tona gerileyeceği tahmin edildi.
2020 yılında toplamda 2 milyon 620 bin ton olan yağlı tohumlar üretimi 2021’de yüzde 14,4 oranında artışla 2 milyon 997 bin tona ulaşması bekleniyor.
Kütlü pamuk üretiminde yüzde 26,9 oranında artışla geçen yıl 1 milyon 773 bin ton olan üretimin bu yıl 2 milyon 250 bin tona ulaşması bekleniyor. Geçen yıl 23 milyon 25 bin ton olan şeker pancarı üretiminin yüzde 15,3 oranında düşüş ile 19 milyon 500 bin ton olarak gerçekleşmesi öngörülüyor. Tütün üretiminin ise aynı dönemde yüzde 7,7 oranında azalarak 79 bin tondan 73 bin tona gerilemesi tahmin ediliyor.
Sebze üretiminin toplamda yüzde 0,2 azalacağı, meyveler, içecek ve baharat bitkilerinde yüzde 4,6 oranında artacağı tahmin edildi. Zeytinde yüzde 35,4 artış, Antep fıstığında yüzde 59,7 düşüş bekleniyor
9- Kuraklık nedeniyle Aydın Valiliği, “Kısıtlı Sulama Programı” kapsamında 2021 yılı sulama sezonunda Adıgüzel, Kemer ve Çine Barajı’ndan sulanan Akçay, Aydın, Bozdoğan, Koçarlı ve Söke sulamalarında çiftçilere sadece 2 kez su verildi.

TMO’nun alım fiyatları ve ithalat ihaleleri​

10- Toprak Mahsulleri Ofisi’nin hububat ve bakliyat alım fiyatı ile yaptığı ithalatlardaki ürün fiyatları büyük tartışmalara neden oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 17 Mayıs’ta Ofis’in hububat ve bakliyat alım fiyatları açıklandı. Ekmeklik buğday alım fiyatı yüzde 36,4 oranında artışla ton başına 2 bin 250 lira olarak açıklandı. Makarnalık buğday alım fiyatı ton başına 2 bin 450 lira, arpa, çavdar ve tritikale alım fiyatı ton başına 1.750 lira, yulaf alım fiyatı ise ton başına 1.900 lira olarak belirlendi. Bakliyat ürünlerinden kırmızı mercimekte ton başına 5 bin lira fiyat açıklandı. Yeşil mercimekte 4 bin 150 lira olarak belirlendi. Nohutta ise ton başına 4 bin 50 lira olarak açıklandı.
Toprak Mahsulleri Ofisi, açıklanan bu fiyatlarla iöçerden ürün alamadı. Haziran’ın 24’ü itibariyle 21 Aralık’a kadar arpa ithalatı için 8, buğday ithalatı için 7 kez ihale yaptı. İthal buğday ve arpanın fiyatı açıklanan alım fiyatının iki katına çıkınca yapılan her ihalede çiftçiye verilen fiyatla, ithalata verilen fiyat tartışma konusu oldu.
11- Toprak Mahsulleri Ofisi, çiftçinin elinde kalan soğan ve patatesleri satın alarak ihtiyaç sahiplerine dağıttı. Soğan ve patates dağıtılırken düzenlenen törenler, vatandaşa teslim edilirken verilen pozlar, yaşanan izdihamlar çok tartışıldı.

Bakan Pakdemirli’den tartışma yaratan sözler​

12- Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, yaptığı açıklamalar ve gaflarla gündeme geldi. Pakdemirli, Haber Türk TV’de Serap Belet’in sorularını yanıtlarken 19-20 ayda karkas et fiyatının sadece yüzde 11-12 arttığını belirterek yetiştiricilerin maliyeti 45 lira olan karkas etin kilosunun 43 liradan sattığını itiraf etti. Pakdemirli’nin İzmir Bayındır’da düzenlenen “Küçük Menderes Havzası Tarım ve Orman Sektör Buluşması” nda yaptığı konuşmadaki “Özellikle, çiftçimizin ‘biz zarar ediyoruz’ dediği bir ürün yok” ve ” toplumda eğer kayrılan bir kesim varsa çiftçi kesimidir.” sözleri hem çiftçilerden büyük tepki gördü hem de çok tartışılan, gündem olan konuşmalardan birisi oldu.

İklim değişikliği ve orman yangınları​

13- İklim değişikliğine bağlı olarak aşırı sıcakların etkisi ile bir çok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de büyük orman yangınları yaşandı. Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre, 28 Temmuz’da başlayan ve 17 gün süren, Türkiye tarihinin en büyük orman yangınlarının yaşandığı 2021’de Antalya, Muğla ve Isparta başta olmak üzere 54 ilde yaklaşık 300 orman yangını çıktı. Ülkedeki herkesi derinden üzen yangınlarla yaklaşık 200 bin hektar orman yandı.
14– Türkiye, Paris İklim Anlaşması’nı 6 Ekim 2021’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde onayladı.
15– Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli “İklim Değişikliği 2021: Fiziksel Bilim Temeli” başlıklı raporu yayınladı. Rapor, insanlığın, tartışmasız, küresel ısınmaya neden olduğu ve gezegenin durumunu kalıcı olarak aşağıya çektiğine dikkat çekildi.
16- Birleşmiş Milletler, Madagaskar’ın iklim değişikliğine bağlı kıtlık yaşayan ilk ülke olduğunu açıkladı. Nüfusun yüzde 70’i günlük 1 dolar gelire sahip olan Madagaskar’ın toplam ihracatının yüzde 70’ini tarım ürünleri oluşturuyor. Türkiye de bu ülkeden börülce ithalatı yapıyor.

Tarımdaki büyüme ve destekler​

17- Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, tarım sektörü 2021’in ilk çeyreğinde yüzde 8.3, ikinci çeyrekte yüzde 0.6 büyüme kaydederken, 3. çeyrekte yüzde 5,9 küçüldü. Büyüyen tarım sektörü küçülme trendine girdi. Dördüncü çeyrek verileri 2022’de açıklanacak. Yıllık büyüme oranı o zaman daha net ortaya çıkacak.
18- Tarım destekleri yine çok geç açıklandı. “2021 Yılında Yapılacak Tarımsal Desteklemelere İlişkin Karar” Resmi Gazete’nin 11 Kasım 2021 tarihli sayısında yayınlanarak yürürlüğe girdi. Bir çok destek kaleminde artış yapılmadı. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilen Tarım ve Orman Bakanlığı bütçesine göre tarım desteklerinde sadece yüzde 12.5 oranında artış yapıldı. 2022 bütçesinde tarım destekleri için ayrılan kaynak25.8 25.8 milyar lira.

“Uluslararası Meyve ve Sebze Yılı”​

19- Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Kararı ile 2021 yılı “Uluslararası Meyve ve Sebze Yılı” ilan edildi. Yıl boyunca beslenmede meyve ve sebzenin önemi, üretimden tüketime kadar olan süreçte yaşanan sorunlar, kayıplar, açlıkla mücadelede önemi, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine katkısı, küçük aile işletmelerine gelir sağlayıcı özelliği ve bir çok konuda çalışmalar yapılacak, etkinlikler düzenlendi. Türkiye, dünya sebze üretiminde 4.sırada, meyve üretiminde 5. sırada yer alıyor. Ancak bu potansiyelini yeterince değerlendirdiğini söylemek çok zor.

İki büyük kayıp​

20-Anadolu’da tarıma, çiftçiliğe, kırsal kalkınmaya, aydınlanmaya öncülük eden Nazmi Ilıcalı, çiftçilerin verdiği isimle “Organik Nazmi” 23 Mayıs’ta yaşama veda etti. Bilgisiyle, enerjisiyle, yıllarca Doğu Anadolu’da tarımsal üretimin, kırsal kalkınmanın, organik tarımın gelişmesi için öncülük eden Organik Nazmi dostumu saygıyla anıyorum.
21- Hayvancılık sektörüne ömrünü adamış, bilim insanı, Türkiye’de bir çok hayvancılık işlemesinin kuruluşunda, faaliyetinde emeği ile, bilgisi ile katkıda bulunan Doç. Dr. Ömer Tömek 11 Kasım’da yaşama veda etti. Hayvancılık sektörü Ömer Hoca’sını unutmayacak. Saygıyla anıyorum.
Sağlık ve bereket getirmesi dileği ile yeni yılınızı kutlar, 2022’nin daha iyi bir yıl olmasını dilerim.

Kaynak: https://www.tarimdunyasi.net/2021/12/28/tarimda-2021de-neler-oldu/

TANIŞTIRALIM - "Püskürteç"

⭕ Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Tarım Makineleri ve Teknolojileri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Hüseyin Duran ile Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Makineleri ve Teknolojileri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Caner Koç'un "Akıllı Bahçe Pülverizatörü Prototip Tasarımı ve İmalatı Projesi" kapsamında geliştirdiği, meyve ağaçlarında bölgesel alanda ilaçlama yapabilen akıllı bahçe pülverizatörünün (püskürteç) prototipi yapıldı.


Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Duran:

✅ "Kimyasal mücadele uygulamalarında esas amaç, pestisiti uygun değerlerde hedef zararlılara ulaştırmak ve hedeflerde tutunmasını sağlamaktır. Türkiye'de bağ bahçe ilaçlamasında genellikle ağaç kanopisini (Ağaç taç yapraklarının oluşturduğu gölgelik alan) dikkate almayan, değişken oranlı ilaçlamaya uygun olmayan bahçe pülverizatörleri kullanılıyor. Bu makinelerin kullanılmaları operatörlerin ilaçlamayı başlatmaları ve sonlandırmaları esasına göre olmaktadır. Burada pestisit uygulanacak bahçede düzensiz bir ilaçlama ortaya çıkabilmektedir. Bu şekilde yapılan uygulamada, püskürtülen pestisit rüzgar ile sürüklenerek doğaya, çevreye ve canlılara da çok önemli zararlar verebilmektedir. Hatalı ve yanlış pestisit uygulamaları üreticilerin ekonomik ve zaman kaybına neden olduğu gibi, gereksiz pestisit uygulamaları kültür bitkilerinin zarar görmelerine ve çevre kirliliğine de yol açmaktadır."

✅ "Geliştirdiğimiz akıllı bahçe pülverizatörünün üzerinde yer alan kameralar sayesinde ağacın kapladığı alan tespit edilerek ilaçlama yapılıyor. İlaçlama GPS cihazlarından alınan konum verilerine göre yapılmaktadır. Bahçenin harita verileri ya da görüntüleri ilaçlama yapılacak bölgelerin konumları bir dizüstü bilgisayara aktarılarak kontrollü olarak tüm bahçe yerine, yeri belirlenmiş olan ağaçlara kimyasal uygulama yapılabilir. Bilgisayara aktarılan verilerden faydalanacak bir kumanda kartı ve kontrol programı aracılığıyla hassas bir ilaçlama yapılabilir. Prototipi üretilen ve performans denemeleri gerçekleştirilmiş olan pülverizatörün yapılacak olan Ar-Ge çalışmalarına öncülük edeceği düşüncesiyle çiftçimizin kullanım imkanı bulmasını düşünüyoruz. Değişken oranlı ilaçlama ile yapılacak kimyasal uygulamaların avantajlarından birisi daha az miktarda pestisit harcanacağı için satın alma maliyetinde de azalma ve kazanç sağlanabilmesidir."

✅ "Hassas tarıma uygun akıllı makinelerle yapılacak kimyasal uygulamalarda yüzde 50-60 oranında pestisit tasarruf sağlanabileceği araştırmalarla ortaya konmuştur."

20211221-2-51397437-71803270-3d69gZYvLp.jpg

20211221-2-51397437-71803272-3d69h7vRHN.jpg

puskurte-yyeni1-3d69fmBPjs.jpg

Aralık 2021- 2.Aylık Traktör Satış Raporu | Tümosan Çok Geriledi

TARMAKBİR tarafından 24.12.2021'de güncellenen ve bugün yayınlanan Kasım ayının istatistiklerini kapsayan rapora göre;

✅ Yıllardan beridir 2.'lik koltuğunu bırakmayan Tümosan; bu yıl sonunda 6.çok satan traktör markası oldu.
✅ New Holland, Tümosan, Erkunt, Başak, Kubota ve John Deere pazar payı bundan bir önceki listeye göre düştü.
✅ Deutz-Fahr, Case IH ve Hattat'ın pazar payı artış gösterdi.


1640633223073.png


Traktör ihracat rakamları:
1640633242085.png


1640633266878.png



Traktör üretim rakamları:

1640633297791.png


1640633323408.png

SIFIR AYARINDA ÇOK TEMİZ DÖNERLİ PULLUK

07EFEE78-59F8-4570-A27C-B90F1B254239.jpeg
FİYATI: 55.000 TL
Arkadaşlar merhaba geçen yıl TD100 alma arafesindeyken yakın arkadaşımın pulluğunu aldım pulluk 2020 modeldir Etiketi paylaşıyorum arkadaşım pulluk toplam 70 dekar yer sürmüştür. Uçları orijinal fabrika uçlarıdır kontrol edebilirsiniz. Kırık ve deformasyon asla yoktur mayerdir. Dediklerim haricinde birşey çıkarsa gelen kişinin masraflarını karşılarım. 14 numara kulak mekanik ayarlanabilir şasedir. 91 ara Yüksek şasedir. Kendim aynısının 3 lüsünün sıfırını alacağım. Bayi aracılığıyla almak isterseniz 3 lü 14 numara modeliyle takas olur. Alan kişi banka vb. Yollarla 3 lüsünü alır takas ederiz öyle. 3 lü pulluk çekebilecek bir traktör alacağım. Not: Bayilere sorabilirsiniz Liste fiyatı bo modelin 65.000 TL dir.

Resimler ve ekler

  • 1BD6961F-CF9C-4F13-A7C4-34DE0FD6C0A9.jpeg
    1BD6961F-CF9C-4F13-A7C4-34DE0FD6C0A9.jpeg
    262.9 KB · Görüntüleme: 211
  • E4BD8107-B2CE-467C-B52D-AED15B8C83FD.jpeg
    E4BD8107-B2CE-467C-B52D-AED15B8C83FD.jpeg
    451.2 KB · Görüntüleme: 191
  • 3F4952E1-5644-4342-91C2-BB8C9AD09F63.jpeg
    3F4952E1-5644-4342-91C2-BB8C9AD09F63.jpeg
    520.6 KB · Görüntüleme: 188
  • 944580A2-6465-467E-9F70-C669A79E95F0.jpeg
    944580A2-6465-467E-9F70-C669A79E95F0.jpeg
    300.2 KB · Görüntüleme: 189
  • 6A01C17D-0430-494C-A873-A5084AEFD345.jpeg
    6A01C17D-0430-494C-A873-A5084AEFD345.jpeg
    157.9 KB · Görüntüleme: 188

SATILIK SIFIR AYARINDA DÖNERLİ PULLUK

FİYATI: 55.000 TL
Arkadaşlar merhaba geçen yıl TD100 alma arafesindeyken yakın arkadaşımın pulluğunu aldım pulluk 2020 modeldir Etiketi paylaşıyorum arkadaşım pulluk toplam 70 dekar yer sürmüştür. Uçları orijinal fabrika uçlarıdır kontrol edebilirsiniz. Kırık ve deformasyon asla yoktur mayerdir. Dediklerim haricinde birşey çıkarsa gelen kişinin masraflarını karşılarım. 14 numara kulak mekanik ayarlanabilir şasedir. 91 ara Yüksek şasedir. Kendim aynısının 3 lüsünün sıfırını alacağım. Bayi aracılığıyla almak isterseniz 3 lü 14 numara modeliyle takas olur. Alan kişi banka vb. Yollarla 3 lüsünü alır takas ederiz öyle. 3 lü pulluk çekebilecek bir traktör alacağım. Not: Bayilere sorabilirsiniz Liste fiyatı bo modelin 65.000 TL dir.

Resimler ve ekler

  • 5C19729A-07E1-4231-89ED-2C3B8EA20DAE.jpeg
    5C19729A-07E1-4231-89ED-2C3B8EA20DAE.jpeg
    262.9 KB · Görüntüleme: 81
  • 72956C95-5F44-4E3F-BB14-EBD9EB1DBE26.jpeg
    72956C95-5F44-4E3F-BB14-EBD9EB1DBE26.jpeg
    451.2 KB · Görüntüleme: 77
  • 5C2B4F6C-F5AF-4833-A05A-0F024B0D113D.jpeg
    5C2B4F6C-F5AF-4833-A05A-0F024B0D113D.jpeg
    520.6 KB · Görüntüleme: 77
  • 29F0FD8D-74D9-4DEE-9E3F-C7CD0BC99E8D.jpeg
    29F0FD8D-74D9-4DEE-9E3F-C7CD0BC99E8D.jpeg
    157.9 KB · Görüntüleme: 82
  • 0956F2ED-632C-44B7-ABC0-67C8FD0A8772.jpeg
    0956F2ED-632C-44B7-ABC0-67C8FD0A8772.jpeg
    300.2 KB · Görüntüleme: 80

  • Makale
2022’de sektörlere yön verecek 10 trend

2022’de sektörlere yön verecek 10 trend​




Economist Intelligence, 2022 yılında merkez bankalarının yeni sıkılaşma döngüsünün doları güçlendirmesini enerjiden gıdaya birçok sektörde enflasyon baskılarının devam etmesini bekliyor.​

Hilal Sarı
GÜNCELLEME 27 Aralık 2021 07:00

Hilal SARI
Küresel ekonominin COVID-19 pandemisiyle 2020’nin ilk aylarında benzeri görülmemiş bir şok yaşamasının üzerinden neredeyse iki yıl geçti. Milyonlarca insanın hayatını kaybettiği pandeminin hem ekonomik hem de siyasi sonuçları 2022’de de devam edecek gibi duruyor. The Economist’in araştırma birimi Economist Intelligence tarafından hazırlanan 2022 özel sayısında pandemi sonrası küresel ekonomiye hangi trendlerin yön vereceği ve 2022’de hangi sektörü nelerin beklediği inceleniyor.
Derginin genel yayın yönetmeni Tom Standage özel sayıdaki başyazısında “2022’nin pandemi sonrası yeni normale adaptasyon yılı olacağını” vurguluyor. Standage’e Economic Intelligence analizine göre 2022 pandeminin yeni tedaviler ve aşılama ile endemiye dönüşebileceği, enflasyon endişelerinin devam edeceği, ABD demokrasisi ve Çin otokrasisinin ihtilaflarının, istihdamın çevresinin evden çalışmayla dönüşümünün, kriptolardaki büyümenin süreceği, süper güçler arasındaki teknoloji ve uzay savaşlarının gündemi meşgul edeceği, küresel seyahatin eski günlerine dönmekte zorlanacağı ve iklim krizinin ise dönüşüm tartışmalarının odağında yer almayı sürdüreceği bir yıl olacak.

KÜRESEL BÜYÜME​

Küresel ekonominin 2022’de yüzde 4,4 büyümesini öngören Economic Intelligence, büyümenin eşit dağılmayacağına dikkat çekiyor. Hükümetlerin ve merkez bankalarının destekleri geri çekmesi ve bazı merkez bankalarının faizleri artırmaya başlaması 2022’de doların güçlendiren ve enfl asyon baskılarını azaltan en önemli etkenlerden biri olacak. Economic Intelligence tarafından yapılan analizlerde 2022’de farklı sektörlerdeki gidişata yön verecek 10 önemli iş trendi şöyle sıralanıyor:
SIKILAŞMA DÖNGÜSÜ: Ultra gevşek para politikalarından çıkılıyor. ABD Merkez Bankası’nın (Fed) varlık alımlarını hızla azaltması ve 2022’nin sonuna doğru faizleri artırmaya başlaması bekleniyor. 2022 sonu itibariyle öngörülen federal fon faizinin mevcut 0,13 düzeyinden 0,63’e ulaşması öngörülüyor.

COVID-19 VE AŞILAR: Omicron gibi yeni varyantlarla sağlık hizmetleri yeniden sekteye uğrasa da aşı üretim kapasitelerine yapılan yatırımlar toplam aşı kapasitesini 5 katına - 22 milyar doza - yükseltecek.
ONLINE’DA YAVAŞLAMA: 2019’da toplam perakende satışlarda payı yüzde 10 olan ve 2021 itibariyle yüzde 17’ye yükselen online perakende büyümeye devam etse de kısıtlamaların kaldırılmasıyla yavaşlayacak.
TURİZMDE AKSAMALAR: Sektör 2022’de de kolay bir yıl geçirmeyecek. Yurtdışı uçuşlar yüzde 50 artışla bile 2019’u yakalayamayacak. Her yeni kısıtlama sektör için yeni bir zorluk anlamına gelecek.
ENERJİ ENFLASYONU: OPEC+ ittifakı petrol üretimini artırmaya devam etse de 2022’de petrol fiyatlarının yüzde 10 daha yüksek seyretmesi bekleniyor. Özellikle Avrupa’da doğalgaz fiyatları da yüksek seyrini koruyarak üreticileri zorlamaya devam edecek.
grf-1-3hre.jpg
EMTİA ENFLASYONU:
EI emtia fiyatları endeksi 2022’de çok hafif bir düşüşe seyretse de güçlü talep nedeniyle fiyatlar pandemi öncesi seviyelerin üzerindeki yüksek seyrini koruyacak.
5G YATIRIMLARI: En büyük 60 ülkenin 41’inde 2022’nin ilk aylarında 5G teknolojisi kullanılıyor olacak. Latin Amerika ve Asya bant genişliği ihalelerine öncülük edecek. ABD 6G denemelerine başlayacak.
DEV ALTYAPI PAKETLERİ: ABD’de ve Çin’de hükümetin dev altyapı paketleri küresel altyapı harcamalarını yüzde 5 artırarak 25 trilyon dolara yükseltecek.
BATI-ÇİN GERİLİMİ: NATO’nun odak noktası Asya’ya kaymaya devam edecek. ABD’nin Çin karşıtı askeri harcamalarını yüzde 1,6 artırması, Çin’in de buna harcamalarını yüzde 7 artırarak karşılık vermesi bekleniyor.
SİNEMADA GİŞE REKORLARI: Hollywood 2022’den umutlu. Uzun süredir beyaz perdeleri özlemiş sinema izleyicisinin salonlara geri dönmesiyle ABD’de 9 milyar dolar gişe geliri bekleniyor. Çin ise sektörün diğer dev oyuncusu.

SEKTÖRLER​

grf-2-leTY.jpg
OTOMOTİV​

Ee hızlanacak, toplam satış 2019’u yakalayamayacak​

Yeni araç satışlarının devam eden çip krizi ve tedarik darboğazları nedeniyle 2019 seviyelerini 2022’de de yakalayamayacağı öngörülüyor. 2021’e göre yeni araç satışları yüzde 6, ticari araç satışları yüzde 7 artacak. Avrupa en güçlü dönüşün yaşandığı bölge olacak, ABD ikinci sırada. Küresel satışların yarısı ise Asya’dan gelmeye devam edecek. ABDÇin teknoloji savaşları çip krizinin otomotivdeki olumsuz etkilerini ağırlaştıracak. Elektrikli araç satışlarının payı 2019’daki yüzde 4’ten yüzde 9’a yükselecek. ABD elektrikli araçlara 174 milyar dolar harcayacak. 5,6 milyon elektrikli araç satışının 4 milyonu Çin’de gerçekleşecek. Toyota Japonya ilk tam elektrikli aracını piyasaya sürecek. Vietnam’da VinFast ve Alibaba destekli Zhiji sektörün yeni oyuncularından. Şarj ve batarya altyapılarına yatırımlar devam edecek ancak hammadde darboğazı batarya tedariğini zora sokacak. Otonomda da vitesler yükselse de gelişim yavaş olacak.

SAVUNMA-HAVACILIK​

Savunma bütçeleri yükselecek​

Havalimanlarında yaşanan hareketlenme ile ticari uçak üretimi artacak. Boeing’in yasaklı 737 MAX’ı uçuşlarına başlayacak. Airbus ve Boeing üretimlerini özellikle kısa mesafe uçuşlarda kullanılan dar gövdeli jet uçaklarda hızlandıracak. Moody’s öngörülerine göre ticari havacılık da 2019 seviyelerini yakalayamayacak.
Savunmada ise harcamalar artacak. Afganistan’dan çıkan NATO odağını Çin’e kaydırıyor. En büyük savunma bütçesine sahip ABD Çin’e karşı askeri harcamalarını yüzde 1,6 artıracak. Çin de savunma bütçesini yüzde 7 yükseltecek. Hükümetlerin siber saldırı endişeleri güvenlik şirketlerine yarayacak. ABD Boeing’in yardımıyla askeri uyduların “siber sorti” yapmasını engelleyecek.

ENERJİ​

Enerji 2022’de de ucuzlamayacak​

2021’de yeniden açılmalar ve güçlü taleple artan enerji fiyatlarının 2022’de de yüksek seyrini koruması bekleniyor. Brent petrolün 2021’e göre yüzde 10 daha pahalı olması varil fiyatının 2022 yılında ortalama 79 dolardan işlem görmesi bekleniyor. OPEC+ üretiminin kademeli olarak artması Brent’in daha da yükselmesini engelleyecek. Avrupa’da rekorlar kıran doğalgazda ise 2021’e göre hafif bir düşüş görülse de fiyatlar 2019’a göre iki üç kat yüksek seyretmeye devam edecek. Aşırı soğuklar fiyatları daha da yükseltebilir. Petrol ve doğalgaza artacak talep karbon emisyonlarını da yükseltecek. Yenilenebilirin ABD ve Çin gibi devlerdeki payı pandemi öncesine göre yüzde 10 artsa da kirli enerji kaynaklarının hakimiyeti sürecek. Nükleer füzyon iklim kriziyle mücadele için hızlanması gereken sürdürülebilir enerjinin en büyük umutlarından.

grf-3-rwoX.jpg
EĞLENCE​

Oyun sektörü güçlü, sinemalar da umutlu​

Omicron’un Delta’ya göre çok daha hızlı yayılan bir varyant olduğunun anlaşılmasından önce yayınlanan analizde ekonomilerin tekrar katı karantinalar uygulamasının öngörülmediği 2022’de sinema salonlarının yeniden dolacağı öngörülüyor. PwC öngörülerine göre sinema gişe gelirleri 2022’de 2021’e göre yüzde 58 artacak. Ancak bu geri dönüş bile gişenin 2019’un yüzde 10’un altında kapatılmasıyla sonuçlandırıyor. Streaming’in dev oyuncuları orjinal içeriklere büyük paralar akıtacak - Netflix tek başına 17 milyar dolar harcayabilir. Oyun sektörü ise Çin’de getirilen kısıtlamalara rağmen pandemi öncesine göre yüzde 32 artışla 168 milyar dolar gelir elde edecek. Amazon, Apple, Google, Microsoft, Sony ve Tencent gibi devlerin liderlik savaşlarının devam ettiği sektöre Netfl ix gibi streaming platformları da giriyor. Ancak tüm bu oyun şirketleri Facebook’un liderlik ettiği ‘metaverse’ teknolojilerine de yöneliyor.

BANKACILIK​

Otoriteler fintekle yatıp kalkacak​

Fed’in öncülük ettiği küresel sıkılaşma döngüsünde enflasyon baskıları devam ederse faizler yükselecek ve zayıf bankalar için riskler artıyor. En kötü senaryoda Avrupa’nın kötü borçları 1,4 trilyon Euro’ya (1,6 trilyon dolar) ulaşabilir. Hindistan’da kötü kredilerin oranı yüzde 11’i bulabilir. En iyi senaryoda ise sıkılaşma çok kademeli seyreder ve küresel bankacılık varlıkları 2022’de yüzde 6 artışla 187 trilyon dolara ulaşabilir. Fintek patlamasına yetişmeye çalışan otoriteler yeni finans teknolojilerine yönelik regülasyonlara odaklanacak. Gelişmiş ekonomilerde politika yapıcıların finansal piyasalarta istikrarsızlık oluşturduğundan endişe edilen kriptoparalara karşı temkinli tutum sürecek. Hükümetler dijital bankacılık lisanslarıyla kontrolü ele almaya çalışacak ve kendi dijital para birimlerini geliştirecek. “Şimdi al, sonra öde” hizmetleri kredi kartlarına online alternatif haline dönüşecek. Halka arzlar fintek patlamasına finansman sağlayacak.

GIDA VE TARIM​

Fiyatlar 2019’un çok üstünde seyredecek​

Economist Intelligence’ın besin, gıda ve içecek fiyatlarını izleyen gıda fiyat endeksi 2022’de sadece yüzde 1 düşecek ve pandemi öncesinin çok üzerindeki seyrini koruyacak. 2021’de hayvan yemine olan güçlü talep ve bazı ülkelerde kötüleşen rekoltelerle artan fiyatlarda çok güçlü düşüşler beklenmiyor. Ekonomik büyümedeki yavaşlama ile tedarik darboğazlar da gevşeyecek. Mısır stoklarındaki artış fiyatlarda yüzde 5 düşüş getirse de 2019’a göre hala yüzde 45 daha pahalı olacak. 2021’de yüzde 43 artan yağlı tohum fiyatlarında üretim artışı yüzde 3’lük bir fiyat düşüşü getirecek. Soya fasulyesinde de benzer bir seyir bekleniyor. Küresel çay tüketimi yüzde 4, fiyatları yüzde 8 artacak. 2021’de Brezilya’daki soğuk havalar nedeniyle yüzde 20’nin üzerinde fiyat artışı görülen kahve fiyatlarında sıcak havalara bağlı bir geri çekilme olacak. Küresel ısınma İtalya’da avokado hasadı gibi sıradışı gelişmelere neden olacak. Start-up’lar ve gıda devleri 750 milyar dolar değerinde 1,6 milyar tonluk atık gıda sorununu çözmeye çalışacak.

grf-4-109c.jpg
SAĞLIK​

Aşı üretimi 5 katına çıkıyor​

Omicron gibi yeni tehlikeli ve bulaşıcı varyantlar 2022’de de sağlık sistemleri ve ekonomiler için risk olmaya devam edecek. Gelişmiş ülkeler ve fakir ülkeler arasında giderek artan aşı adaletsizliği de sürüyor. Ancak aşı üretim kapasitelerinde yaşanacak önemli artışla bu darboğaz da hafifl eyebilir. Dünyanın COVID-19 aşı üretimi kapasitesinin 5 katına çıkması ve 2022’de 22 milyar doz aşı üretilmesi öngörülüyor. Aşı hızlandıkça da Çin’de ve bazı ülkelerde küresel tedarik zincirlerini baskılama riski olan ‘sıfır COVID’ politikalarının gevşemesi bekleniyor. Küresel sağlık harcamalarının yüzde 5 artması, ABD’de Demokratların sosyal politikalarıyla harcamaların ortalamanın da üzerinde yükselmesi öngörülüyor. Pandemi nedeniyle kanser hastalığında ölüm oranlarının yükselebileceğinden endişe ediliyor. Akıl hastalıklarının sayısında da artış bekleniyor.

ALTYAPI​

ABD ve Çin başı çekecek​

Çin’in dev altyapı planları ve ABD Başkanı Joe Biden’ın 1 trilyon dolarlık altyapı paketinin de etkisiyle küresel altyapı yatırımları yüzde 6 artarak 25 trilyon dolara kavuşacak. En cazip küresel altyapı harcamalarının telekomünikasyon ağları, lojistik ve temiz enerji olması bekleniyor. 25 trilyon dolar altyapı harcamasının 12 trilyon doları Çin’de gerçekleşecek. ABD’de altyapı harcamalarının odağı ulaşım, temiz enerji, elektrikli araç ve bant genişliği. Çin’in Yol Kuşak projesi ile G7 ülkelerinin alternatif altyapı projesi kapışmaya devam edecek.

BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ​

IT pazarı yüzde 4, yazılım yüzde 12 büyüyecek​

Pandeminin dijitalleşme ihtiyacını beklenenden çok daha hızlı artırmış olması şirketlerin bilişim teknolojilerine yatırımlarını sürdürmesini sağlayacak. Uzaktan çalışmadan dış ticarette yük takibine şirketler birçok alanda pandemi ihtiyaçlarına bağlı yatırımlar yapıyor. Bu harcamaların devam edeceği 2022’de küresel IT pazarının yüzde 4 büyümesi bekleniyor. Gartner öngörülerine göre yazılım yüzde 12 büyüme ile IT pazarının parlayan yıldızı. Hibrit çalışma sistemlerinin yükselişi ve hükümetlerin siber güvenlik ihtiyaçları pazarın büyümesindeki en önemli etkenler. Gartner gelişmiş hükümetlerin izleme faaliyetleri için kritik olan Nesnelerin İnterneti (IoT) harcamalarının 2022’de 21,3 milyar dolar olmasını öngörüyor.

REKLAMCILIK​

Dijitalin payı yüzde 51’i bulacak​

2021 yılında pandemi öncesini yakalamayı başarmış olan küresel reklam harcamaları Japon medya devi Dentsu öngörülerine göre yüzde 7 yükselecek. ABD, İngiltere, Hindistan ve Rusya gibi büyük tüketici pazarlarında reklam büyümesinin - kaybedilen tüketicileri geri kazanmak isteyen şirketler sayesinde – daha da hızlı olması bekleniyor. Billboard, poster gibi reklamcılık harcamalarında ise aşılı tüketicilerin sokaklara dönmesiyle yüzde 19’luk bir artış öngörülüyor. Reklamda dijitalin payı ise yüzde 51’i bulabilir. Mobil reklamlar internet harcamalarının yüzde 64’ünden fazlasını oluşturacak. ABD’de Amazon dijital reklam pazarının yüzde 10’unu kontrol ediyor. eMarketer e-ticaret devlerinin bu payı daha da artırmaya çalışacağını söylüyor. Şirketlerin reklam verdikleri gazete ve dergilerin dijital versiyonlara desteklerinin artması bekleniyor.

MADENCİLİK​

Bakır yüzde 4 yükselecek, çelik düşecek​

Endüstriyel emtia fiyatlarında 2021 yılında yüzde 40’a yakın bir artışla son on yılın en hızlı yükselişi görülmüştü. 2022’de küresel büyümedeki yavaşlama ve pandemiye bağlı tedarik darboğazlarının gevşemesiyle fiyatlarda bir geri çekilme bekleniyor. Metal fiyatlarında yüzde 1,1’lik bir düşüş beklenirken, aralarında çeliğin de bulunduğu bazı metallerde fiyatlardaki düşüşün daha sert olacağı öngörülüyor. Birçok metalde fiyatlar Çin ekonomisinin seyrine göre yön bulacak. Yeşil enerji dönüşümü ve şehirleşme bakır ve alüminyuma olan talebin güçlü seyretmesini sağlayacak. Dünyanın en büyük bakır üreticilerin Peru’da maden şirketlerinin kamulaştırılması söz konusu. Zaten rekorda olan bakır fiyatlarının 2022’de elektrikli araç gibi yeşil dönüşüm ürünlerindeki ihtiyaca bağlı olarak yüzde 4 daha yükselmesi bekleniyor. Ancak otoritelerin dönüşümde fazla katı olması slüminyum ve çelik üretimini olumsuz etkileyebilir.

GAYRİMENKUL​

Kiracı tahliyeleri başlayacak​

Küresel gayrimenkul sektöründe hükümetlerin pandemi süresince sağladığı kira koruma desteklerinin sonlanmasıyla tahliyeler başlayacak. Şirketler ofislerini küçültecek, mağazalar online satışlardaki artışa bağlı mağaza kapatmalarına devam edecek. Ancak online mağazalar depo alanlarına ihtiyaç duyacak. Sadece Avrupa’da toplam arza 4 milyon metrekare depo alanı eklenecek. Faiz artışları ve parasal sıkılaşma gayrimenkulde kredileri yavaşlatacak. İngiltere, İspanya ve Kanada gibi gelişmiş ekonomilerde gayrimenkul vergileri artırılabilir. Önceliklerin değişmesiyle uzaktan çalışma Bahamalardan Maruitius’a özel resortlara olan talebi artıracak. Londra, Frankfurt ve Singapur gibi altyapısı iyi şehirlere ilgi artacak ve bu şehirlerdeki kiralık gayrimenkul pazarında yabancı yatırımcıların payı yüzde 47’ye yükselecek. Ofis kiraları 2022 sonuna doğru artacak. İnşaat sektörünün daha sürdürülebilir olması için regülasyon baskıları da izlenecek.

grf-5-kVc9.jpg
PERAKENDE​

Hızlı teslimat sınırları aşacak​

Online, toplam perakende satışlardaki payını yüzde 17’ye çıkaracak. Ancak hükümetlerin kısıtlamaları gevşetmesiyle birlikte sektörün yıllık büyüme hızı yüzde 13’e yavaşlayacak. Otoriteler rekabeti bozan ve gücünü kötüye kullanan e-ticaret şirketlerini cezalandırmaya devam edecek. Uluslararası mal satışlarının yüzde 22’si e-ticaretten gelecek. Asya ve Amerika online alışverişe daha yatkın, Avrupalı tüketici daha mesafeli. Ancak pandemi nedeniyle Avrupa da dahil birçok gelişmiş pazarda Getir gibi öncülerin yer aldığı hızlı teslimat pazarına yeni oyuncuların girebileceği ve şirketlerin ülke sınırlarını aşarak büyüyeceği belirtiliyor. Economist Intelligence analizinde hızlı teslimat hizmetiyle Avrupa’ya açılan Getir’in ABD pazarındaki ihtiyacı da karşılamaya başlayacağı öngörülüyor. Analize göre 1,4 milyar Çinli tüketici giyim ve ayakkabıya 437 milyar dolar harcayacak. Ancak Sincan pamuğu ve Uygur insan hakları ihalleri konularında yaşanan ABD-Çin gerilimi milliyetçi Çin gençliğini yerel markalara yönlendiriyor.

TELEKOMÜNİKASYON​

5G’de vitesler yükselecek​

2022’nin ilk aylarında en büyük 60 pazarın yüzde 41’inde 5G ağları yaygınlaşacak. Latin Amerika ve Asya’da önemli 5G spektrum ihaleleri yapılacak. Hindistan pandemiyle mücadelesi nedeniyle 5G konusunda geriden gelecek. En büyük pazarlarda 600 binden fazla 5G baz istasyonu kurulacak. ABD’de ve Asya’da bazı ekonomilerede 6G deneylerine de başlanacak. Ancak devam eden çip krizi 5G uyumlu hizmet ve mobil telefon gibi akıllı aygıtların üretiminde gecikmelere neden olabilir. Mobil ve sabit bant genişliği aboneliklerinde en güçlü büyümeler Latin Amerika ve Kuzey Afrika’da.

SEYAHAT VE TURİZM​

Havacılıkta konsolidasyon görülebilir​

Küresel turizm sektöründe 2019 düzeylerinin yakalanamayacağı ancak uluslararası turist sayısının 2021’e göre yüzde yüzde 50 artışla 1,1 milyarı yakalaması bekleniyor. Omicron’la gelen yeni kısıtlamalar ve iş seyahatlerindeki düşüş nedeniyle 2019 yılında görülen 1,5 milyar turist sayısı 2022 için mümkün görünmüyor. Havacılık sektöründe nakit erimeye devam ediyor ve sektörde bir konsolidasyon görülebilir. Pandemi öncesinde küresel ekonominin en büyük turist kaynağı Çin sınırlarını sadece Hong Kong ve Makau’ya açacak. Birçok ülke aşı-test-takip sistemleri sayesinde sınırlarını yabancı turiste tekrar açacak ancak yerli turist sektör için kritik önem taşımaya devam edecek.

KÜRESEL GSYH İLK KEZ 100 TRİLYON DOLARI AŞACAK​

Merkezi Londra'da bulunan Ekonomi ve İş Araştırmaları Merkezi'nin (CEBR) raporuna göre, dünya ekonomisi GSYH'si ilk kez 2022'de 100 trilyon doları aşacak.
CEBR’nin her yıl hazırladığı Dünya Ekonomi Ligi Tablosu 2022 raporuna göre küresel hasıla 2022'de ilk kez, önceki tahminlerden 2 yıl önce, cari fiyatlarla 100 trilyon doları aşmaya hazırlanıyor. CEBR, geçen yıl dünyanın GSYH'sinin ilk kez 2024'te 100 trilyon doları aşacağı tahmininde bulunmuştu. Kuruluşun öngörülerine göre Çin, 2030'da ABD'yi geçerek dünya ekonomisinin en büyüğü olacak. CEBR’nin 2021’e ilişkin raporunda bunun 2028’de olması öngörülmüştü. Çin'in ekonomik büyümesi 2020'den 2025'e kadar olan dönemde ortalama yüzde 5,7, 2026-2030 döneminde yüzde 4,7 ve 2030-2035 döneminde ise yüzde 3,7 olacak.
CEBR'in öngörülerine göre, Hindistan, dünyanın en büyük 6'ncı ekonomisi Fransa'nın sıralamasını gelecek yıl tekrar elinden alacak ve 2031'de de, daha önce tahmin edilenden bir yıl sonra, 3'üncü büyük ekonomi olacak. Avrupa'nın en büyük ekonomisi olan Almanya, 2033'te Japon ekonomisini geçecek. 2036'da dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi sırasıyla Çin, ABD, Hindistan, Almanya, Japonya, İngiltere, Fransa, Endonezya, Brezilya ve Rusya olacak. ABD'deki COVID-19 sonrası hızlı ekonomik büyümeden yarar sağlayan Kanada 11'inci, Güney Kore 12'nci, İtalya 13'üncü, Avusturalya 14'üncü, İspanya 15'inci, Meksika 16'ncı, Suudi Arabistan 17'nci, Hollanda 18'inci, Türkiye 19'uncu ve Vietnam 20'nci sırada yer alacak.

Enflasyonla mücadele 2023 ve 2024’te resesyon getirebilir​

Rapora göre, küresel GSYH, COVID-19'un neden olduğu sağlık ve ekonomik kriz kaynaklı toparlanmanın devam etmesiyle yükselecek ancak enfl asyonun devam etmesi halinde politika yapıcıların ekonomilerin yeniden resesyona girmesini önlemesi zor olacak.
CEBR Başkan Yardımcısı Douglas McWilliams, konuya ilişkin değerlendirmesinde, "2020'ler için önemli olan konu, dünya ekonomilerinin enfl asyonla nasıl mücadele edeceğidir." ifadesini kullandı.
McWilliams, para politikalarında "mütevazı" bir ayarlamanın, geçici olmayan unsurları kontrol altına alacağını umduklarını belirterek, enfl asyon kontrol altına alınmadığı takdirde dünya ekonomisinin 2023 veya 2024'te bir resesyona hazırlanması gerekeceğini iddia etti.

“Türkiye gelecek 4 yılda ortalama yüzde 3,4 büyüyecek”​

CEBR raporunda dünyadaki çoğu ülkenin aksine Türkiye ekonomisinin 2020'de yüzde 1,8 büyüdüğünü ve 2021'de yüzde 9 ile daha hızlı büyüyeceğini tahmin ediyor. Türkiye'nin ekonomik büyümesinin 2022'den 2026'e kadar ortalama yüzde 3,4 ve 2027-2036 döneminde yüzde 3,7 olacağını öngören CEBR, Türkiye'nin 2036'da dünyanın en büyük ekonomileri sıralamasında 19. sırada yer alacağı tahmininde bulundu. Türkiye'de kamu maliyesinin sağlıklı durumda olduğu belirtilen rapora göre, ülkenin 2020'de yüzde 39,8 olan kamu borcunun GSYH içindeki payı 2021'de yüzde 37,8'e düştü.

“TEDARİK ZİNCİRİ AKSAKLIKLARI 2022’DE DE DEVAM EDECEK”​

Dünyanın en büyük alacak sigortası şirketlerinden Euler Hermes, önümüzdeki dönemde küresel ticarette yaşanacak gelişmeleri yakından incelediği raporunda tedarik zinciri aksaklıklarının 2022’de de devam edeceğini vurguluyor. Euler Hermes 2021 yılında yüzde 8,3 artan küresel ticaret hacminin, kademeli olarak kriz öncesi uzun-vadeli ortalamasına dönmesi 2022 ve 2023 yıllarında sırasıyla yüzde 5,4 ve yüzde 4 olarak artmasını öngörüyor. Lojistik darboğazlar, Çin ithalatına bağımlılık, limanların durumu, COVID-19’un etkileri gibi ticarete etki eden pek çok faktörü yakından incelediği Küresel Ticaret Raporu’nda küresel tedarik zinciri aksaklıklarının COVID-19’un etkileri ve Çin Yeni Yılının talep ve lojistik kanadında yaratacağı oynaklık nedeniyle 2022 yılının ikinci yarısına kadar yüksek kalması bekleniyor.

Enerji, elektronik ve makine ihracatı güçlü devam edecek​

2022 yılında da ihracatlarını güçlü şekilde devam ettirecek sektörler enerji, elektronik, makine ve teçhizat olarak sıralanırken, 2023 yılında ihracatın kazananının otomotiv sektörü olacağı ifade ediliyor.
Raporda, 2020 yılının ikinci yarısından bu yana güçlü bir performans gösteren küresel mal ticaretinin bu yılın üçüncü çeyreğinde daraldığı, bu daralmanın yüzde 75'inin üretim açıklarından, kalan kısmının ise lojistik darboğazlarından kaynaklandığı vurgulanıyor.

Ticareti normale döndürecek 3 faktör​

COVID-19 salgınının tetiklediği küresel arz-talep ve nakliye kapasitesindeki uyumsuzluklardan kaynaklanan tedarik zinciri aksaklıklarının zirveyi görmesinin ardından bundan sonraki dönemde düşüşe geçmesi bekleniyor. 2022 yılının ikinci yarısından itibaren ticaretin normale dönmesinde etkili olacak üç faktör ise şu şekilde sıralanıyor:
TÜKETİMİN YAVAŞLAMASI: Yenilenme süreleri uzun olduğundan ve sürdürülebilir tüketim davranışları benimsenmeye başlandığı için dayanıklı mallara yönelik tüketici harcamalarının yavaşlaması.
STOKLARDAKİ ARTIŞ: Özellikle ABD’de sermaye harcamalarının artması ve çoğu sektörde stokların kriz öncesi seviyelere dönmüş, hatta o seviyeleri geçmiş olması nedeniyle girdi sıkıntılarının hafifl emesi.
KAPASİTELERDEKİ ARTIŞ: Kapasitenin artmasıyla nakliye sıkışıklıklarının azalması.

İhracatın kazananı Asya-Pasifik olacak​

İhracat açısından Asya-Pasifik, 2020 yılındaki 420 milyar dolarlık kaybın ardından 2021-2023'te 3 trilyon dolardan fazla olacak kazançlarla, önümüzdeki birkaç yıl daha ana kazanan olmaya devam edecek. Bu kazanımların yarısından fazlası 2021 yılında sağlanacak. Bunu 2022 yılında 630 milyar dolar ve 2023 yılında 710 milyar dolarlık kazanımlar izleyecek. Avrupalı ihracatçıların 2021-2023 dönemindeki toplam performansı da Asya-Pasifik'tekine benzer olacak. Kuzey Amerika'nın ihracat kazançlarının ise 2021-2023 döneminde 800 milyar dolara yaklaşması bekleniyor. Enerji, elektronik ve makine ve teçhizat sektörleri gibi 2021 yılının iyi performans gösteren sektörleri, 2022 yılında da ihracatlarını güçlü şekilde sürdürmeye devam edecek. 2023 yılında ihracatın bir numaralı kazananı ise iş yoğunluğu ve 2021 yılındaki düşük sermaye giderleri sayesinde otomotiv olacak.


Kaynak: https://www.dunya.com/dunya/2022de-sektorlere-yon-verecek-10-trend-haberi-644067

  • Makale
10 yılda fiyatı yüzde 1345 artan gübre Türkiye'de neden üretilemiyor?

10 yılda fiyatı yüzde 1345 artan gübre Türkiye'de neden üretilemiyor?


Çiftçinin tohumunu ektiği aylarda tarihin en yüksek seviyelerine çıkan gübre fiyatları bir miktar gerilemiş durumda. Ancak hala geçen seneye göre 7 kata yakın yukarıda seyrediyor. Türkiye'nin kendi gübresini üretememesindeki iç ve dış nedenler neler?​


Gökçen Tuncer
Pazar 26 Aralık 2021 9:53


826951-1530281642.jpg

Fotoğraf: Pexels.com/@serjosoza

Bir ton gübrenin altınla hatta dijital paralarla bile yarışacağı muhakkak ki birkaç sene önce aklımıza bile gelmezdi.
Ancak hem küresel çaptaki krizler hem de dövizdeki hızlı yükseliş, gübre fiyatlarını sadece bir yılda bile yüzde 100'ün üzerinde artırmış durumda.
Bu kontrolden çıkan yükselişi kısmi olarak durduran ise hükümetin açıkladığı yeni ekonomi modeli oldu.
"Kur korumalı TL vadeli mevduat" denilen bu yeni modelde devlet, insanlara paralarını TL'de tutmalarını, dövizde tutmadıkları için bir kayıp yaşarlarsa kaybın Hazine tarafından karşılanacağını vadediyor.
Bu yeni modelden önce 18 lira 40 kuruş seviyesine kadar çıkan Dolar/TL, modelin açıklanmasının ardından 11 lira 25 kuruş seviyesine kadar çekildi.
Doların sadece dört günde 7 lira ucuzlamasının ardından gübre üreticilerinden de birer birer indirim açıklamaları gelmeye devam ediyor.
1970'lerden bu yana gübre üretiminde de yer alan Eti Bakır, ton başına fiyatların DAP gübresinde 14 bin 500 TL'den 11 bin 950 TL'ye, NP 20.20 gübresinde 9 bin 250 TL'den 8 bin 500 TL'ye, amonyum sülfat (AS-21) gübresinde ise 9 bin 500 TL'den 8 bin 250 TL'ye indirildiğini açıkladı.

DAP gübresi AA

Yüzde 18 azot ve yüzde 46 oranında fosfor bulundurması nedeniyle çiftçi tarafından "18 46" da denilen DAP gübresi/ Fotoğraf: AA

İstanbul Gübre Sanayi'den (İGSAŞ) yapılan açıklamada ise kompoze gübre ürünlerinde indirimin yaklaşık yüzde 16,5 olduğu, ürede ise yaklaşık yüzde 20 indirim yapıldığı bildirildi.
Bandırma Gübre Fabrikaları (BAGFAŞ) A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı İbrahim Ünal yazılı bir açıklama yaparak gübre fiyatlarını yüzde 22 oranında düşürdüklerini ifade etti.
Son bir yılda yüzde 100'den fazla artan gübre fiyatlarındaki yüzde 20 civarındaki gerileme şimdilik sınırlı bir indirim.
Tüketici enflasyonunun yüzde 21, üretici enflasyonunun ise yüzde 51 seviyesinde olduğu Türkiye'de, çiftçinin en önemli girdi kalemi gübrenin 2022 fiyatlarının ne olacağını birlikte göreceğiz.
Ancak öncelikle 2022'ye kadar nasıl bir değişim geçirdiğine bakalım…

Gübrenin hammaddesi yüzde 90 oranında ithal

Çiftçinin ilkbahardan sonbahara kadarki sürede, ürünün çeşidine göre değişen dönemlerde uyguladığı gübreleme işlemi, bitkinin ihtiyacı olan kalsiyum, azot, fosfor, magnezyum, potasyum gibi besinleri sağladığı için hayati öneme sahip.
Gübre Üreticileri, İthalatçıları ve İhracatçıları Derneği Başkanı Metin Güneş'e göre Türkiye, gübrenin yüzde 50'sini ithal ediyor yüzde 50'sini ise kendisi üretiyor. Ancak ürettiği gübrenin hammaddesinin hemen hemen hepsi ithal.

Gübre Çin Reuters

Çin'in Juangsu eyaletindeki bir limanda ihracat için yüklenen gübreler/ Fotoğraf: Reuters

Doğalgaz, fosfat kayası, potas tuzu, amonyak, nitrik asit, sülfürik asit ve fosforik asit gibi maddeler, gübrenin hammadde ve ara girdileri ve Türkiye'de hammadde kaynakları bulunmadığından kimyasal gübre sektörü yüzde 90'nın üzerinde dışa bağımlı.
Tarım ve Orman Bakanlığı'nın verilerine göre Türkiye, azotu Çin, Mısır, Rusya ve İran'dan, fosforu, Kuzey Afrika'dan, potasyumu ise AB ülkelerinden ithal ediyor.

Gübre fiyatında yüzde 1345 artış

Gübre, ekilen ürüne göre değişiklik gösteren bir tarımsal girdi.
İçerdiği azot, fosfat vs. oranlarına göre adı, duyulan ihtiyaç ve fiyatları da değişiyor.
TÜİK'in verilerine göre "gübre ve toprak geliştiricilerin" fiyat endeksi, eylül ve ekim arasında yüzde 15, Ekim 2020-Ekim 2021 arasında ise yüzde 90,15 yükseldi.
Aşağıda gübre fiyatlarının yıllık ortalamalarını listeledikten sonra hangi gübrenin ne olduğuna bakalım.

Yıllara Göre Kimyevi Gübre Fiyatları (TL/Ton)
DAP20-20-0ÜRE% 33 A.N.% 26 CAN% 21 A.S.
2005553411463343323276
20101011679694584483382
201114981060982746617585
2012146510541178880761641
201313309601120920813623
2014156810621159980879620
2015182512601176982853681
2016147110621035928789644
2017153810961156-865708
2018238315871664-9771011
2019265418922018-12221219
2020400028003600-13801700
2021/1114600832012178-112009800
Veriler, Tarım ve Orman Bakanlığı'na ait olup, 2021'de rekor fiyat seviyeleri alınmıştır

Yukarıdaki tabloda görülen DAP, Diamonyum Fosfat'ın kısatlması. Yüzde 18 azot ve yüzde 46 oranında fosfor bulundurması nedeniyle çiftçi tarafından "18 46" olarak da biliniyor.
"20.20.0" ise azot, fosfor, potasyumca zengin, çinko, demir, bakır gibi elementleri de ihtiva eden bir karma gübre. 20.20.0 ve DAP, taban gübreleri olarak biliniyor ve köklerin güçlenmesine, yaprak, meyve ve çiçeklerin gelişmesine katkı sağladıkları için ekim öncesinde kullanılıyor.
Yukarıdaki tabloya göre en pahalı olan DAP'ın gerekli olup olmadığı, toprak analizleri sonucu ortaya çıkıyor.
Buğday, arpa, yulaf, mısır gibi tahıllar başta olmak üzere hemen her bitkide kullanılan DAP'ın fiyatı son 10 yılda yüzde 1345 artmış durumda, son bir yıldaki artış ise bu haftaki indirimlerden önce yüzde 265'e kadar çıkmıştı. 20.20.0 gübresinin son bir yıldaki fiyat artışı ise yüzde 200'e yaklaşıyor.

Yüzde 33'lük amonyum nitrat beş sene önce yasaklanmıştı

"Yüzde 33 A.N.", 100 kilogramında 33 kilogram saf azot bulunan Amonyum Nitrat gübresinin kısaltması.
Çeltik hariç her bitkide kullanılan "yüzde 26 CAN" ise yapısında yüzde 26 oranında azot (N) bulunan kalsiyum amonyum nitrat gübresinin adı.
Üst gübreleri olarak bilinen yüzde 33 AN ve yüzde 26 CAN, hububat için ilkbahar diğer bitkiler için yaz döneminde kullanılıyor. Ancak bunlardan yüzde 33'lük amonyum nitrat gübresinin tarımsal amaçlı kullanımı 2017 başında tamamen yasaklandı.

ÜRE gübre

İGSAŞ'ın Kocaeli tesisinde üretilen ÜRE gübresi/ Fotoğraf: igsas.com.tr

Eski Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Ocak 2017'de yaptığı açıklamada nitratlı gübrelerin, tarım ve sanayinin dışında el yapımı patlayıcı yapımında da kullanıldığını söylemişti.
O dönem patlama testine giren potasyum nitrat, sodyum nitrat, amonyum nitrat (yüzde 33 AN), kalsiyum amonyum nitrat (yüzde 26 CAN ve yüzde 21CAN) gübrelerinden yalnızca potasyum ve amonyum nitratın kullanımına izin verildi. Yüzde 33 AN yasaklanırken, yüzde 26'lık ve yüzde 21'lik kalsiyum amonyum nitrat gübrelerinin çiftçilere satışına kontrollü izin gelmişti.

ÜRE fiyatı 1 yılda 3 bin 600 liradan 12 bin liraya çıktı

Nitratlı gübrelerin yasaklanmasının ardından çiftçilerin tüketimini ÜRE'ye yönlendirdi. ÜRE tüketiminde 2017 yılında 2015 yıla göre yüzde 79'luk artış oldu.
Fiyatı bir yılda 3 bin 600 liradan 12 bin lira üzerine çıkarak, üç kattan fazla pahalılaşan ÜRE, yüzde 46'lık oranla, azot miktarı en yüksek gübre.
Granüllü yapıya, beyaz renge sahip ÜRE, suda çok kolay erdiği için hem topraktan hem yapraktan uygulanıyor.

Gübre neden bu kadar pahalı?

Bu sorunun cevabını eylül ayında Bloomberg HT'ye konuşan Gübre Üreticileri, İthalatçıları ve İhracatçıları Derneği (GÜİD) Başkanı Metin Güneş, birkaç madde halinde sıralamıştı.
Önceki dönemlerde gübre fiyatındaki artışın nedeni döviz kurundaki artışken, 2021'deki artışlarda yurt dışındaki gelişmelerin etkisi çok fazla.

Metin Güneş GÜİD

Gübre Üreticileri, İthalatçıları ve İhracatçıları Derneği Başkanı Metin Güneş/ Fotoğraf: growtech.com.tr

Bu nedenlerden Türkiye'nin gübrenin hammaddesinin hemen hemen tamamında net ithalatçı olması.
Tüm dünyada emtia fiyatları arttıkça, amonyak, sülfürik asit, nitrik asit, fosforik asit gibi hammaddelerin fiyatı da artıyor ve bu Türkiye'deki gübre sektörünü olumsuz etkiliyor.
Bir diğer neden ise navlun fiyatları. Metin Güneş, "Bugün bir konteyner 2000 dolara gelirken bu, 10 bin dolar seviyesine kadar çıkmış durumda" diyerek açıklıyor durumu.
Tüm dünyada doğalgaz fiyatının artmasıyla, doğalgazı hammadde olan azotlu gübrelerin fiyat artışının da önüne geçilemedi.
Güneş'in sıraladığı bir üçüncü neden ise Hindistan, Latin Amerika ve Avrupa gibi bölgelerde gübreye talebin çok fazla artmış olması.
Yurt dışı kaynaklı dördüncü neden ise elektriğin pahalılaşmasıyla Rusya ve Çin gibi büyük gübre üreticilerinin fabrika kapatma ya da üretim kesintisi gibi önlemleri tercih etmesi. Arz kısılırken, talep yükseliyor. Bu da fiyatları uçuruyor.

Yıllara Göre Gübrenin Dış Ticareti ($)
İthalatİhracat
20131 milyar 613 milyon160 milyon
20141 milyar 593 milyon260 milyon
20151 milyar 304 milyon212 milyon
20161 milyar 240 milyon174 milyon
20171 milyar 380 milyon199 milyon
20181 milyar 220 milyon269 milyon
20191 milyar 421 milyon346 milyon
20201 milyar 130 milyon375 milyon
2021 (*)1 milyar 400 milyon452 milyon
(*) İlk sekiz ay alınmıştır / Kaynak: TÜİK

Yukarıdaki tabloda da görüldüğü üzere Türkiye'nin gübre ihracatının değeri artsa da hâlen ithalatın üçte biri seviyesinde.
Tarım ve Orman Bakanlığı'nın 2018 yılında yayımlandığı Gübre Sektör Politika Belgesi'nde yer alan bilgiye göre, Türkiye'de gübre ihracatı, ham madde fiyatlarına, iç piyasa koşullarına ve uluslararası gübre fiyatlarına göre değişim göstermekle birlikte üretimin yaklaşık yüzde 10'unundan az.
2017 yılında 6,3 milyon ton olan kimyasal gübre tüketiminin yüzde 85`i (5,4 milyon ton) ithaldi. İthalatın yüzde 75'ini GTIP 3102 grubunu oluşturan azotlu mineral ve kimyasal diğer gübreler oluşturuyor.
2010 yılında 3,4 milyon ton olan ithalat, 2017'de 5,4 milyon tona kadar çıktı. Aynı sürede ihracat ise 532 bin tondan 602 bin tona yükseldi.
Yüzde 100 artan devlet desteği, çiftçinin maliyet artışının altında kalıyor
İç piyasadaki gelişmelerden de bahseden GÜİD Başkanı Güneş, Türkiye'de dövizin yanı sıra navlun fiyatlarının da yükseldiğini aktardı.
Bir de tabii çiftçinin finansman sıkıntısı var. Devlet, destekleri yüzde 100 artırmış bile olsa, bu finansman, çiftçiye yeterli olmuyor. Çünkü maliyetleri yüzde 100'ün üzerinde artmış durumda.
"2021 başında 270 dolar olan ÜRE fiyatı ne yazık ki 1000 dolarlar seviyesinde. Dünyadaki bu artıştan biz de son derece olumsuz şekilde etkilendik" diyen Metin Güneş, kurdaki düşüşün, fiyatları bir miktar geriye çekeceğini söyledi. Ancak Rusya ve Çin'in ihracat yasaklarının devam etmesi fiyatların geriye gelmesinde büyük bir engel.
2022'nin ilk altı ayı çok önemli
Metin Güneş'in açıklamasına göre Türkiye'de gübre tüketiminin üçte ikilik kısmı yılın ilk altı ayında yapılıyor. Dolayısıyla 2022'nin ilk altı ayındaki gübre ihtiyacı için çiftçinin destekenlenmesi büyük önem arz ediyor.
GÜİD Başkanı, çiftçinin desteklenmesi konusunda hükümetin, gübre firmalarının, tarım kredi kooperatiflerinin, tarımsal birliklerin ve zirai ilaç şirketlerinin bir arada çalışması görüşünde.
İklim değişikliği ve yeşil mutabakat kapsamında organik gübre kullanımının artırılması, teknolojik gelişmelerin takip edilmesi önemli adımlar arasında.

52998.jpg

Adana'da nisan ayında yapılan bir patates hasadı/ Fotoğraf: AA

Mardin'in Mazıdağı ilçesindeki fosfat kaynağının çıkarılması, amonyum sülfat üretimi ile ilgili çalışmaların devam ettiğini hatırlatan Metin Güneş, "Çiftçiye gerekli miktarda gübreyi kullandıramazsak ne yazık ki büyük bir verim kaybı yaşarız. Verim kaybı başlarsa gıda tedarik zincirinde sorunlar ortaya çıkabilir. Çiftçinin gerek mazot gerek elektrik yüksek girdi maliyetleri ister istemez mutfağa kadar yansır" değerlendirmesini yapıyor.
Güneş'in bahsettiği Mazıdağı Fosfat Tesisleri, Eti Bakır A.Ş.'ye ait. Tesis, 1,1 milyar dolarlık yatırım ile gübre fabrikası olarak 2018 yılında Mardin'de faaliyete geçti.
2011'de Cengiz Holding bünyesine katılan Eti Bakır A.Ş. Mazıdağı Fosfat Tesisleri'nin yıllık fosfat kayası üretim kapasitesi 550 bin tonun üzerinde. Fabrika ilk etapta Türkiye'deki gübre pazarının yüzde 20'sine sahip olacak. Yılda 200 bin DAP, 550 bin ton da NP olmak üzere 750 bin ton gübre üretecek ve bölgenin tek gübre fabrikası olma özelliğini taşıyacak. Projenin Harran Ovası ile GAP'ın gübre ihtiyacının tamamını karşılayacağı öngörülüyor.

Türkiye neden kendi gübresini üretemiyor?

Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Süleyman Soylu, Türkiye'nin fosfat kaynaklarının gübre üretimi için yeterli olmadığını söylüyor.
Independent Türkçe'ye konuşan Soylu'ya göre doğal gübre kullanımının ise zorlukları var. Bunlardan en önemlisi, Türkiye'deki talebi karşılayamaması.
Satılan gübre fabrikaları
Ziraat Mühendisi Faik Toy ise kamuya ait gübre fabrikalarının ve fosfat madenlerinin özelleştirilmesi sonrası devletin bir kilogram gübre üretme gücünün kalmadığı görüşünde.
Toy, "Yüzde 26 azotlu CAN gübreyi üretsek bile buğday, tahıl, mısır gibi ürünlerin olmazsa olmazı ÜRE gübresinde tamamen yurt dışına bağımlıyız" diyor.

faik-toy-gubre-fiyatlari.jpeg

Ziraat Mühendisi ve çiftçi Faik Toy

1954 yılında Azot Sanayi T.A.Ş. adıyla kurulan, Kütahya, Samsun, Gemlik, Elazığ'da tesisleri bulunan kuruluş 1984'te, Türkiye Gübre Sanayi A.Ş. (TÜGSAŞ) adlı kamu iktisadi teşekkülü altında faaliyetlerine devam etti.
1998'de özelleştirme kapsamına alınan TÜGSAŞ'ın toplam üretimdeki payı yüzde 45 civarındaydı.
TÜGSAŞ'a bağlı Gemlik, Kütahya, Samsun tesisleri ile o dönem ÜRE üreten tek kuruluşu İGSAŞ, 2004 yılında özelleştirilerek özel şirketlere devredilmişti.
"Bugün devlete ait fabrikalarımız olsaydı, ithalata devam ediyor olsak bile, bugünkü fiyatların çok çok altında gübre üretilirdi" diyen Faik Toy, "Hiç olmazsa üretilen gübreler maliyetine çiftçiye satılırdı. Maliyetler bu kadar artmamış olurdu" diye konuştu.
"Bu saatten sonra gübre 1 liraya bile inse bile bu maliyeti geri döndürmez"
Independent Türkçe'ye yaptığı açıklamada DAP gübrenin ton fiyatının, Temmuz 2020'de 2 bin 200 lira olduğunu söyleyen Toy, şöyle devam etti:

ÜRE gübrenin fiyatı bin 800 liraydı. Şimdi 14 bin 200 liraya çıkmış durumda. 20.20 gübre ise 10 bin 500 lira seviyesinde. Bu fiyata çıktığında çiftçimiz buğday ve arpa ekimi yaptı ve bitirdi.

Bu saatten sonra 20.20 taban gübre 1 liraya bile inse bu maliyeti geri döndürme şansımız yok artık. Bu tohumlar, gübre fiyatları pik yaptığında ekildi. Altıncı ve yedinci ayda bunları hasadı gerçekleşecek.

Televizyonda izliyoruz. Tüketici pazara gidip "Dolar düştü, fiyatlar düşmemiş" diyor. Domates, dün ekilip bugün hasat edilen bir ürün değil ki. 2-3 ay önce çok pahalı gübreyle, yüksek maliyetle ekilmiş.

"Eskiden fiyatı 1800 lira olan gübrenin fiyatının 14 bin liradan, 12 bin liraya inmesinin neresi indirim?"
Faik Toy, doların 18 lirayken fiyatı en üst seviyeye çıkan gübrenin kullanılmasının ardından bunun hububata etkisinin haziran ve temmuzda, sebzelere etkisinin ise iki ay sonra karşımıza çıkacağını aktardı.
Toy'un açıklamalarına göre 2022'nin altıncı ve yedinci ayında hasat edilecek buğdayın kilogram maliyeti 6 liraya, arpa maliyeti ise 5 lirayı çıkmış durumda.
Faik Toy'un açıklamasına göre fiyatı 12 bin liraya inen ÜRE, 8 bin 500 liraya gerileyen %26 azotlu gübreler için "ucuzladı" demek zor. Zira, yüzde 26 CAN Gübre'nin geçen yılki fiyatı 1000 liraydı.

1800 lira olan ÜRE gübrenin inmiş fiyatı 12 bin liraya. Bir yılda 8,5 kat artmış, 1,5 kat indirime girmiş, 7 kat artış hâlâ orada duruyor.

Şu an "dolar düştü" diyorlar ya. Dolar düşmedi. Dolar yine eski dolar. Dolar/TL 7 lira seviyesinden 12-13 lira seviyesine çıktı. 15 günlük süre zarfında 18 liralara koştu.

18 liradan 12-13 liraya inmiş bir Dolar/TL kuru, mazot fiyatını indirmedi. Ki indirse de zaten kullanılacak mazot, çoktan kullanıldı ekim için. Litresi 6 liradan 12 TL'ye çıkan mazot var karşımızda.

Bir sonraki gübre kullanım dönemi 20 Ocak'tan başlıyor mart sonuna kadar devam ediyor. Eğer gübre, bu fiyatlarla devam ederse buğday maliyet 6 liradan 5,8 liraya inecek sadece. Dolar'ın 13 lira seviyesi bile çok yüksek.

"Fiyat inmesi" şöyle olur: Geçen sene 1000 lira ise şu an inmiş hâli 2 bin lira olursa. Hâlâ yüzde 100 bir artış olur ama "tamam indi" diyebiliriz.

Çiftçi, 2002 yılında 1 ton buğday sattığı zaman 2 ton ÜRE gübresi alabiliyordu. 2 ton ÜRE gübresinin bugünkü fiyatı 26 bin lira. Buğday o kadar etmiyor.

Aksi takdirde buğdayın ton fiyatının da 26 bin lira olması gerekirdi. Buğday o kadar etmediğine göre gübrenin fiyatında bir fahişlik var. Bunları birçok kişi maalesef görmüyor.


Gübre fiyatlarındaki artış nedeniyle çiftçi gübresiz ürüne kayıyor

Gübre Üreticileri, İthalatçıları ve İhracatçıları Derneği Başkanı Metin Güneş, katıldığı Bloomberg HT yayınında 7,1 milyon ton ile Türkiye Cumhuriyet tarihinin en yüksek gübre tüketimine ulaşıldığını ancak bu rakamda ciddi bir düşüş olabileceğini söyledi.
Güneş, 2021'de muhtemel gördükleri bu düşüşü, 2018'e benzetti.
Zira, 2017 yılında 6 milyon ton gübre kullanımı, kur krizinin yaşandığı 2018'de 5,3 milyon tona gerilemişti.

Yıllara Göre Gübrenin Üretimi ve Tüketimi (Ton)
ÜretimTüketim
20103 milyon 446 bin4 milyon 968 bin
20153 milyon 674 bin5 milyon 507 bin
20163 milyon 358 bin6 milyon 744 bin
20173 milyon 841 bin6 milyon 332 bin
20184 milyon 27 bin5 milyon 441 bin
20194 milyon 661 bin6 milyon 87 bin
20206 milyon 546 bin7 milyon 143 bin
Kaynak: Tarım ve Orman Bakanlığı

Çiftçinin 2021 başından bu yana gerek meyve-sebzede gerek mısır, şeker pancarı gibi endüstriyel ürünlerde gübredeki fiyat artışına mümkün mertebe dayandığını söyleyen Metin Güneş, ekimi sekizinci ayda yapılan hububatın dövizden en fazla etkilenen bitki grubu olacağını söyledi.
Kendisi de aynı zamanda bir çiftçi olan Faik Toy ise çiftçinin, fiyatlar nedeniyle, kısa ya da gübresiz ekim yapmak zorunda kaldığını belirtti.
Toy, Independent Türkçe'ye yaptığı açıklamada daha az gübre ihtiyacı olan mercimek ve nohut gibi ürünlere yönelme olduğunu söyledi ve ekledi:
Mesela kırmızı mercimeği Türkiye'nin her tarafında ekemiyorsunuz. Yüzde 95'i Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yetişiyor.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi, buğday ve arpadan kaçış yapıp kırmızı mercimek alanlarını arttırdı. Onu da gübresiz ekim yapmak zorunda kaldı.
Dolayısıyla gübresiz ekim yapınca rekoltede düşüş meydana geliyor. Rekolte düşüşü de bir nevi kuraklık olmasa bile gübrenin kuraklığını meydana getirecek.


© The Independentturkish
HAKKINDA DAHA AYRINTILI: GÜBRE TARIM ENFLASYON İTHALAT

Hububatta Yağış, Ekiliş ve Gelişim Analizi | 2021 Kasım

Toprak Mahsülleri Ofisi (TMO) tarafından yayınlanan ve 3 sayfadan oluşan 2021 Kasım Fenolojik Değerlendirme analizine göre;
✅ Yağış durumu 2020 yılına göre daha iyi fakat normalin altında.
✅ Ekimlerin Aralık ayı sonuna kadar tamamen bitirilmesi bekleniyor.
✅ Üreticiler fiyatından dolayı taban gübresi olarak DAP gübresi yerine diğer kompoze gübrelere yönelmiş durumda.
✅ Taban suyu yüksek ve sulanabilir arazilerde bitki çıkışı iyi olarak değerlendiriliyor.

Ekran görüntüsü 2021-12-26 230503.png

Ekran görüntüsü 2021-12-26 230408.png

Ekran görüntüsü 2021-12-26 230523.png

Bakan Pakdemirli: "Gençleri tarıma çekmek için 'Bu işte bereket var' demeliyiz"

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, "Zonguldak Sektör Buluşması Toplantısı"nda tarım ve gıda sektörünün taraflarıyla bir araya geldi. Her konuşmasında olduğu gibi pandeminin dünya tarımına etkisinden ve mevcut hükümetin döneminde verilen desteklerden bahsettikten sonra şu konulara değindi:


✅ "Türk çiftçisinin yaş ortalaması artıyor.Ana eksendeki problemlerimizden biri; çiftçimizin yaşı artıyor, ortalama yaşımız 55. Avrupa ülkelerinde bu 65, Japonya'da 68. Gençlerimizi bu alana çekmemiz lazım. Gençleri bu alana çekmemiz için önce biz, 'Bu işte bereket var, rağbet var, para kazanırsınız.' diyebilmemiz lazım. Bunu sürekli söylüyoruz. Genel itibarıyla Türkiye'nin tüm kesimlerinin bu işe benzer sorumlulukla yaklaşıyor olması lazım. Maalesef muhalefet, 84 milyonun tarladan karnına kadar giden zincirden her an her saniye bir oy devşirebilir miyiz uğruna sorunlu bir muhalefet anlayışı götürüyor."

✅ "2022'de kırsal kalkınma yatırımlarına Türkiye genelinde 1,3 milyar lira bütçe ayırdık. Bu yatırımları destekleme programı 2022 başvurularını almaya başladık."

✅"Taleplerin bir kısmını karşılayacak müjdelerin en azından bir kısmını açıklayalım istiyorum. 2022'de 2 milyon lira maliyetle 5 proje, İl Müdürlüğümüzün projeleri bunlar... 120 bin fındık fidanı - yüzde 50 hibeli bunlar - 16 bin ceviz fidanı, 6 bin Trabzon hurması fidanı, 70 bin kilogram hububat tohumu, 30 bin kilogram sertifikalı yem bitkileri tohumu dağıtımı gerçekleştireceğiz."

✅ "Çeşitli meslek gruplarına hayata başlamaları için verilen "Uzman Eller Projesi"nde "100 bin lira hibe veriyoruz. Bu 100 bin lira hibe, hakikaten zaman oluyor ki baba oğluna vermiyor ama devlet mesleğe başlamak için bu arkadaşlara 100 bin lira hibe veriyor. Bu sene bunu 81 ile yaygınlaştırdık." ifadesini kullandı.

Zonguldak Tarım Orman Sektör Toplantısı Vitrin.jpeg

Ücreti peşin alınan fakat teslimatı beklenen traktörleri kur nasıl etkileyecek?

Merhaba değerli üye ve ziyaretçilerimiz. Sizlerin de bildiği gibi 20 Aralık 2021'de örtülü bir faiz artışıyla $ kuru hemen hemen %50 düştü. Düşüşün traktör fiyatına olası etkilerini forumda konu açarak paylaşanlarımız oldu. Şu konuda da düşüncelerinizi merak ediyoruz:

✋ Ocak ayından sonra zam gelmesi beklenen traktörleri peşinatla alan fakat traktörlerini 2-3 ay bekleyen üreticilere teslimat sırasında bir para iadesi olacak mı? (eğer liste fiyatları düşerse, şuana kadar indirim gelmedi)

thumbs_b_c_5650c1dfcd88559f98fc9bad6df5a083.jpg

Süt Sektörü Temsilcilerinin Ortak Basın Açıklaması

Türkiye Ziraat Odaları Birliğinin önücülüğünde toplanan sektör temsilcileri; süt sektöründe yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri konusunda ortak basın açıklaması yaptı.



⭕ Basın açıklamasına;
✅ Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Ş. Şemsi Bayraktar,
✅ Türkiye Süt Üreticileri Merkez Birliği Genel Başkanı Tevfik Keskin,
✅ Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği Genel Başkanı Kamil Özcan,
✅ Türkiye Hayvancılık Kooperatifleri Merkez Birliği Genel Başkanı Ahmet Ertürk,
✅ Tarım Kooperatifleri Merkez Birliği Genel Başkanı Mehmet Özkurnaz,
✅ KÖY-KOOP Merkez Birliği Genel Başkanı Eray Çiçek,
✅ Tüm Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği Genel Başkanı Sencer Solakoğlu imza attı.


⭕ Basın Açıklamasının tam hali:

"Bilindiği üzere, 24 Kasım 2021 tarihinde tüm üretici örgütleri olarak kamuoyuna sorunlarımızı ve beklentilerimizi içeren ortak bir açıklama yaptık. Üreticilerimiz adına yaptığımız bu girişim yetkililerden karşılık buldu ve Gıda Komitesi 29 Kasım’da yapılan toplantısında fiyat belirleme aşamasında müdahil olmadı. Çiğ süt tavsiye fiyatı üretici ve sanayicilerce Ulusal Süt Konseyi Yönetim Kurulu’nda pazarlık usulüyle belirlendi.

Gıda Komitesi Toplantısının hemen ardından Ulusal Süt Konseyi (USK)’nin 29 Kasım 2021 tarihinde yapılan toplantısında alınan kararla, 8 Aralık 2021 tarihinden geçerli olmak üzere soğutulmuş çiğ sütün tavsiye satış fiyatı brüt 4 lira 70 kuruş olarak belirlendi.

Konseyin yaptığı açıklamada; ‘Ulusal Süt Konseyi, çiğ sütün üretim maliyetinde öngörülmeyen değişimler görülmesi durumunda yeniden toplanıp karar verecektir’ denildi.

Ulusal Süt Konseyi (USK)’nin belirlediği 4 lira 70 kuruş brüt fiyattır. Üreticinin eline toplama, soğutma, borsa tescil ücretleri gibi masraflar çıkarıldıktan sonra yaklaşık 4 lira 41 kuruş geçecektir.

Hammaddede yüzde 60 dışa bağımlı olduğumuz ve dolara bağlı olarak sürekli artan yem fiyatları o kadar fazla yükseldi ki, Konsey tarafından belirlenen 4 lira 70 kuruşluk brüt fiyat daha hayata geçmeden anlamını yitirdi
. Yem fiyatlarına Kasım ayından bu güne kadar yüzde 28,6, Ocak ayından itibaren ise yüzde 95,1 oranında zam geldi.

Üreticinin üretmeye devam etme hevesi kursağında kaldı.

Aralık ayı itibariyle çiftçi eline geçen net çiğ süt fiyatı 4 lira 41 kuruştur. Çiftçimiz bu ayda süt yeminin kilosunu ortalama 4 lira 76 kuruştan almıştır. Süt/yem paritesi 0,93 seviyesinde gerçekleşmiştir. Yani üreticilerimiz 1,5 paritenin çok altında bir pariteyle karşı karşıya kalmıştır.

Her ne kadar Hükümetimizin 20 Aralık 2021 tarihindeki dövize yönelik almış olduğu radikal kararlar yem firmalarını fiyatlarda indirim yapmaya sevk etmiş olsa da, kaç firmanın bu şekilde davranacağını ve ne kadar indirim gerçekleşeceğini zaman içerisinde göreceğiz.

Bugün itibariyle kurdaki yüzde 35’lik düşüşe rağmen yemdeki yüzde 11’lere varan düşüşün yeterli olmadığını görüyoruz. Beklentimiz yem fiyatlarında daha büyük düşüşlerin olmasıdır.

Şu an maliyetlerde öngörülemeyen değişimler yaşıyoruz, Ulusal Süt Konseyi’nin yeniden toplanması ve yeni karar alması elzemdir. Çiğ süt fiyatı en kısa zamanda 1,5 pariteye göre yeniden revize edilmelidir.

Ayrıca süte verilen 20 kuruşluk prim çok düşük kalmıştır.
Bu destek hem üreticiyi destekleyecek hem de kayıt dışılığa kaymanın önüne geçirecek seviyeye yani en az 60 kuruş seviyelerine çıkarılmalıdır.

Akaryakıt ve enerji fiyatları üreticiler için avantajlı olacak seviyelere indirilmelidir.

Yemde de akaryakıtta uygulanan eşel mobil sistem gibi bir sistem hayata geçirilmeli, üreticilerin yeme gelen zamlar nedeniyle mağdur olmaları ve belirlenen pariteden sapmalar önlenmelidir.

Üreticilerin şevki kırılmış, üretimden soğumuşlardır.

Onlara umut ve güven verecek, hızlı atılacak adımlara ihtiyaç vardır.


Bu sorunlara yönelik istikrar sağlayıcı tedbirler alınamayacak olursa bu topraklarda ne et ve süt üretilebilecek ne de bu ürünler ucuza tüketilebilecektir.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur."

Ekran görüntüsü 2021-12-25 221743.png

John Deere 5083E & Doğanlar 4'lü 12" | Yonca ve Buğday Yeri Sürümü

Selamlar Trakkulüp ahalisi. Kar yağmadan önce, 10-11 Aralık'ta yonca ve buğday yerlerini sürmüştük. Hatırlarsanız 1 ay önce Topic konusunda deneme amaçlı yoncanın küçük bir yerine patlatma çektiğimi söylemiştim. Babam patlatma vs gibi alışılmışın dışındaki tarım alet ve sistemlerine "başıma icat çıkarma" diye karşılık verirdi :) . Nasıl olduysa bir sonraki hafta köye geldiğimde tüm tarlaya patlatma çekmişler, şaşırttı doğrusu. Fakat hassasiyet ayarlarını tam bilmedikleri için derinliği az olmuş. Pulluğu takmışlar ve ben köye gelene kadar bir kaç dekar yonca yeri sürmüşler.Fakat pullukta da hassiyeti ayarlayamışlar. Bir kaç metrede bir sürekli patinaja kalıyormuş.

Sürülen yer ve tarım ekimanları şu şekilde:
-John Deere 5083E,
-Doğanlar (4+1) 4'lü 12 inçe ayarlı otomatik pulluk (Eylül'de almıştık),
-45 dekar, patlatma çekilen, 5 yıllık olmasına rağmen orta seviyede sık ve hafif ağır tavlı yonca yeri.

Tarlaya ilk gittiğimde yan kolların durumuna vs baktım. Pulluk toprağa gömülü olmadığı için orta kolun ön aksa paralel şekilde olmamasını umursamamıştım. Sonuçta toprağa girince paralel hale gelir ve hassasiyeti böylece daha iyi alır (traktör hassasiyeti orta koldan alıyor) diye düşünmüştüm. Sıraya girdikten sonra hassasiyeti arttırarak ayarladım. Fakat sıra başları, sonları ve sert yerlerde pulluk kendi kendine çiziden bir daha girmemek üzere çıkıyordu. Buna anlam veremedim. Tamam sıra içinde pulluk çok güzel hassasiyet alıyor, traktör hiç olduğu yerde patinaja kalmadan B2, 1800 devir 5-6km/h hızla sürüm yapıyordu fakat sıraya girerken sürekli hassasiyeti en aşağıya indirmek ve sıraya girdikten sonra tekrar ayarlamak zorunda kalıyordum. Traktörde sorun olsa hassasiyet hiç yapmaz galiba pulluktan diye düşündüm. Böyle tarlanın yarısını sürdüm. Bu arada ara çizi açarken pulluk traktörü başka tarafa çekiyordu, pulluğun yan gergi kolu ayarlayarak bunun çözümünü bulduktan sonra bu kez de çizi içinde farklı yöne çekiyordu. Bu da tüm suçu pulluğa atmama neden oldu.


Bu arada sürekli in-bin yaparak tek ayarlamadığım şey orta kol kalmıştı. Kabin içinde traktör tarlayı sürerken arkaya baktığımda orta kolun pozisyonu normal gibi gözüküyordu, ön aksa bakar gibiydi. Şüphelendim, traktör çizi içindeyken aşağı indim. Bir de baktım ki orta kol 45 derece aşağıya bakıyor. Hemen en yatay pozisyona getirdim ve artık çizi içinde sert yerlerde, sıra başı ve sonlarında pulluğun çiziye girmeme sorunu düzelti. Herşey harika olmuştu, hem traktörün hassasiyeti daha da serileşmişti hem de çok aksi yere konan hassasiyet kolunu her çizide oynamak zorunda kalmıyordum. Sürümün keyfini yeni yeni çıkarmaya başladım, hiç arkadama bakmadan.


Tabi sanki yıllarca 640'la tarla sürmemiş gibi; biçim, tırmıklama, yükleme, tır falan derken sıkışan ve halen sık olan köklerden dolayı tek çeker bir traktörün sürmesi imkansıza yakın olan tarlada traktörün gittiği 5-6 km/h hızı beğenmeyip, B3 vitesle nasıl sürerim diye daha fazlasını istedim :) trakör soluğu kesilerek böyle bir kaç saat çalıştı ama sonra "640 olsa 1'li pullukla anca böyle giderdim" diyerek durumu kabullendim. B2 ile sürmeye devam ettim.


Çizi içinde farklı yöne, ara sıra açarken farklı yöne çekmesine o tarlada bir çözüm bulamadım. Bu konuya az sonra tekrar değineceğim.



Şimdi gelelim yakıta. Daha tarlaya girmeden önce +4 litre/1000m2 yakacağından emindim.
-Benim kendi sürdüğüm yer 35 dekardı. Tarla uzunluğu 220 metre.
-En az 50 kere yaptığım pulluk ayarı, eve bir kaç kere gidip gelme vs derken toplamda 14 saat çalıştım.
-Bizim bölgede 20-25 cm derinlikten sonra kist çıktığı için bu tarlayı ortalama 25cm derinlikte sürdüm.
-Toplamda 130 litre mazot yaktı.
-Oyalanma, yol, traktörün B3 viteste canının çıktığı saatleride göz önünde bulundurunca saatte ortalama 9.2 litre yakmış oluyor.
-Dekarda 3.7 litre ediyor. Bence ideal, 640'ın bu koşullarda 6 litreden az yakma ihtimali yok.

İzlemenizi önerdiğim video burda. İleri sarma sesini duyduğunuz zamanlar hariç (3 defa) hiç bir hızlandırma yok. Tamamı B2 vitesinde çekildi. Büyük bir çoğunluğu orta kolun yanlış ayarlı olduğu zamanda çekildi. Bir kaç yerde de orta kolun olması gereken gibi ayarlandığı zamandan kesitler mevcut. Videodan sonra burada tekrar buluşmak üzere. İyi seyirler...

Medyayı görebilmek için giriş yapınız

Şimdi gelelim yonca yerinden sonra sürdüğüm buğday tarlasına. Bu tarladan bu sene yarı kurak sulama şartlarında 900kg/1000m2 buğday almıştık. Tarlanın kist tabakası daha yukarda olduğu için pulluğun tekerini 1 delik indirmiştik (çalışma derinliği 3-4cm azaldı). Ki bu haliyle bile aşağıdaki videodan göreceğiniz üzere bazen kistli, beyaz toprak çıkıyor. Şimdi "John Deere çok yakar"cılar gelmeden yakıt verilerini paylaşayım.

-Bu tarlayı genellikle B4 viteste,1800 devirde patinaj payı dahil olarak net 8km/h hızla sürdüm. Hani olur ya, traktörü 1500 devirde kullanınca boğuk gibi gelir, 1800'e doğru toparlar, yani hafif boğuk gider. Bir yandan da çok hızlı gittiğiniz için rahatsız olursunuz. Ha işte bu sürüm öyle bir sürümdü. Hiç bu kadar hızlı tarla sürmemiştim. Esasında traktörün hakkı bu pulluğu 14 inçe açıp, B3'le gitmekti.
-Tarla 30 dekar, uzunluğu 195 metre.
-Yaşım içinde sürdüğüm en yumuşak tarlanın bir tık üstü sertlikte.
-Yine ufak defek pulluk ayarlarıyla, hiç eve gitmeden, yastıkbaşlarını tek taraflı sürmek şartıyla 5 saatte bu tarlayı bitirdim.
-Toplamda 35 litre yaktı.
-Saatte 7 litre yakmış oluyor. 88 beygir bir traktörde, ideal ve fazla uğraştırıcı olmayan bir sürümde bence fena değil.
-1000m2'de de 1.2 litreye denk geliyor. Daha da düşer miydi? Tarla biraz daha uzun olsa ve pulluğun kulaklarını doldurmasa düşerdi diye tahmin ediyorum.

Peki o hafta ne öğrendim?
1) Hiç erinmeden tıpış tıpış traktör çizi içindeyken inip orta kol kontrol edilmeli, yukardan bakıpta düzgün göründüğüne aldanılmamalı.
2) Yonca yeri gibi sert ve ağır tarlalarda traktörün biraz kendini kasıp sağa-sola çekmesi normalmiş. Çünkü sonraki sürdüğüm buğday yerinde hiç böyle bir sorun yaşamadım. Yonca yerinde defalarca ayar yapmama rağmen düzeltememiştim.
3) Doğanlar iyi pullukmuş.
4) 640'la tarla sürmek istemiyorsak, yeni traktöre sahip çıkmak ve zaten iyi olan o haliyle kabullenmek gerekiyormuş.

Ama her zaman savunduğum gibi ben dikey işlemeciyim :) Patlatmayı bir de tersine çekip, rotovatörle girsekdik de ben okeydim. Yanlız pulluğu ayarlayıp, direksiyonu serbest bırakıp sıra sonuna kadar arkada toprağın şahane akışını izlemek de güzel oluyor. İyi seyirler...

Medyayı görebilmek için giriş yapınız

Herkese Var, Çiftçiye Yok Mu? (Boşanmış eşe nafakayı devlet ödeyecek)

Aile arabuluculuğu 'zor'u kolay yapacak: Boşanmış eşe nafakayı devlet ödeyecek​

Aile arabuluculuğu 'zor'u kolay yapacak: Boşanmış eşe nafakayı devlet ödeyecek


AK Parti grubu Adalet Bakanlığı'nın uzun süredir üzerinde çalıştığı nafaka düzenlemesinde son aşamaya geldi.​


2022'de Meclis'e gelmesi beklenen düzenlemeye göre aile mahkemeleri, boşanmış çiftlerden nafaka ödenmesine karar verilen eski eşe en az yarısı kadar süre için nafaka ödemesine karar verebilecek.
Kadının nafakanın sona erdiği tarih itibarıyla gelirden yoksun olması durumunda ise nafaka ödemesini devlet üstlenecek.
AKŞAM'a konuşan AK Partili kaynaklar, düzenlemenin bütçe yükü üzerindeki etkisi için çalıştıklarını belirterek temel prensibin kadının mağdur edilmemesi olduğunu söyledi.
Kaynaklar "Nafaka, kadına yönelik şiddetin de en önemli sebeplerinden biri. Kadın, boşandığı eşiyle muhatap olmasın ama nafakasını da alsın istiyoruz" dedi. Düzenlemeyle birlikte şiddet içermeyen dava dosyalarında "aile arabuluculuğu" sistemi de planlanıyor.

Kaynak: https://www.aksam.com.tr/yasam/aile...is-ese-nafakayi-devlet-odeyecek/haber-1229180




Aile birlikteliğinin devamını sağlayacak gelişemeler olacağına sahte boşanmaları patlatacak bir düzenleme gibi gözüküyor. Boşanmaların %80'i ekonomik sıkıntılardan kaynaklanırken, bu sıkıntıları giderecek adımları atmak çok mu zor. Mesela Çiftçi ailelerinin durumunu düzeltmek için Gübre masraflarının yarısını devlet karşılayamaz mı?
Yoksa herkese var da bir çiftçiye mi yok?

Filtrele


Hakkımızda

TrakKulüp, içinde 100.000'den fazla konuyu, 1.300.000'den fazla mesajı barındıran Türkiye'nin ilk ve en büyük traktör, tarım ekipmanları ve çiftçilik paylaşım sitesidir. 86.000 üyemiz gibi sizi de aramızda görmek isteriz.
Üst Alt