Ankara Şaşmaz Sanayi Sitesi'ni Bilenler Yardımcı Olabilir mi?

Herkese merhaba. Face'te bir sayfaya denk geldim satılık kabin vardı ama nedense içimde bir şüphe oluştu. Adresini istedim kabin satıldı dedi. Bilmiyorum belki boşu boşuna şüphelenip kabini kaçırmışımdır ya da paçayı kurtarmışımdır. Face'te birkaç gönderiye adres olarak Şaşmaz Sanayi Sitesi 7. Cadde yazmış ama haritadan bulamadım. Bizzat bilen veya bilen bir tanıdığı olan varsa yardım edebilir mi?
Facebook sayfası şu:

Fındıkta Çiftlik Gübresi Uygulaması

Arkadaşlar
Fındık ağaçlarına çiftlik gübresi veriyorum, size de danışmak istedim, bu uygulamanın sakıncalı gördüğünüz tarafı var mı ya da ek bir tavsiyeniz var mı?
Fotoğraflardaki gibi burgu ile delip dolduruyorum. Deldiğim yerlerde kökler parçalanıyor ama toparlar herhalde.
Bunu yapmaktaki bir amacım da sulama cepleri oluşturmak. Suyu hızlıca alt tabakaya alıp ordan köklere dağıtacak cepler. Sulama imkanlarım kısıtlı olduğundan daha az su ile sulama yapabilmeye de yarar diye düşündüm.

Resimler ve ekler

  • 27B63690-8DBA-4429-AFE9-E1923F5783BF.jpeg
    27B63690-8DBA-4429-AFE9-E1923F5783BF.jpeg
    269.5 KB · Görüntüleme: 15
  • ACE3E4AE-5185-41B6-AEEC-9D8EF9561523.jpeg
    ACE3E4AE-5185-41B6-AEEC-9D8EF9561523.jpeg
    247.5 KB · Görüntüleme: 13

  • Makale
İklimle birlikte yağış rejiminin de değişmesiyle Adana’da pamuğun yerini avokado aldı; Nevşehir lavantayla tanıştı, muz bahçeleri Toroslar’a taşındı

Son yıllarda dünyanın gündemindeki en önemli konular belki de iklim değişikliği, sera gazları, emisyon değerleri ve sürdürülebilirlik. İklim ile ilgili her değişim tarım üretimini doğrudan etkiliyor. Tarımsal üretimde sürdürülebilirlik ve gıda güvenliğinin sağlanması çok önemli bir konu haline geldi. Birçok ülke tarımı stratejik sektör olarak görüyor.
Bölgeler itibariyle farklı etkilenmeler olmakla birlikte Türkiye’nin ürün deseni, üretim miktarı, ürün kalitesi ve hasat zamanı, iklim değişikliğine bağlı olarak değişiyor.
İklim değişikliği, çiftçiyi farklı ürünlerle tanıştırdı. Nevşehir’de artık lavanta ve kekik yetişiyor. Kahramanmaraş, yöreye özgü sarı çeltik ekim sahasını tamamen kaybetti. Adana’da pamuk ekim alanları daraldı, birçok üründe hasat zamanı değişti. Antalyalı üretici ejder meyvesi ve pepino ile tanıştı. Türkiye’nin tahıl ambarı Konya buğday üretiminden uzaklaşıyor. Anamurlular muz bahçelerini sahilden dağların eteklerine taşıyor. İklim değişikliğine dikkat çekmek isteyenlerin klasik anlatımıyla: Karadenizliler Akdeniz iklimini beklemeye başladı.
İklim değişiminin etkilerini araştıran DÜNYA gazetesinin bölge muhabirleri, Türkiye’nin tarımsal üretiminde önemli yeri olan illerdeki ziraat odaları, ticaret borsaları ve çiftçi birliklerinin temsilcileriyle görüştüler.

ADANA

Ekim ve hasat zamanı değişti
Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru, iklim değişikliğinin ekim ve hasat zamanlarını etkilediğini bildirdi. Doğru, “Yağış miktarları açısından bir istikrarsızlık söz konusu, bazı yıllar az, bazı yıllar çok yağış alıyoruz, yağış zamanları değişti, buna bağlı olarak da ekim ve hasat dönemleri değişti. Adana’da eskiden mart, nisanda mısır ekerdik, şu anda şubatta, martın başında ekim oluyor. Eylülün 15’inden önce mısır hasadı yapılmazdı, şimdi ağustosun 15’inden itibaren mısır hasadı yapılıyor” diye konuştu. Doğru, bazı bölgelerde su imkanları olmadığı için kışlık ürünlere yönelme, kuraklığa, aşırı sıcağa, aşırı soğuğa dayanıklı farklı tohum veya fideler kullanma eğilimi başladığını belirtti.
Aşırı sıcaklar verimi düşürüyor
Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, sıcakların Çukurova’da bütün ürünlerde ciddi verim kaybına yol açtığını belirtti. Doğan, “Eskiden Çukurova’da buğday ve pamuğun dışında ürün olmazdı, son yıllarda ürün çeşitliliği arttı. Muz, avakado gibi ürünler ekiliyor, sebze meyve artıyor, zamanla bahçe tarımı daha da artacak” ifadesini kullandı. Adana Ticaret Borsası (ATB) Başkanı Şahin Bilgiç ise, “Bütün dünyanın sorunu haline gelen iklim değişikliğinin en önemli yansıması su kaynaklarındaki azalma ile kendini gösterdi. Gelecekte su bu kadar rahat ve bol olmayacak” dedi.

ANTALYA

Ejder meyvesi ve pepino yetiştiriliyor
İklim değişikliği ve ticari kaygılar Antalya üreticisini tropikal meyvelere yönlendirdi. Manavgat Ziraat Odası Başkanı Rasim Metin, son yıllarda Manavgat’ta serada muz üretiminin hızla arttığını belirtiyor. Manavgat’ta son 4 yılda serada muz üretiminin 15 bin dönüme çıktığını ifade eden Metin’e göre, üretici iklim değişikliği nedeniyle avokado, ejder meyvesi, pepino gibi tropikal meyve üretimi arayışına girdi.
İklim değişikliği çiftçiyi kaygılandırıyor
Kumluca Ziraat Odası Başkanı Hidayet Kökçe’ye göre iklim değişikliği üreticiyi ticari kaygıya itti. Üretici bundan dolayı alternatif ürünlere yöneldi. Sera üretim bölgesi Kumluca’da çiftçinin kazanç sağlayamaması nedeniyle sebze üretimi yerine pepino, mango ve avokado ile ejder meyvesi üretiminde arayış içinde olduğunu ifade eden Kökçe, şöyle konuştu: “İklim değişikliği bölgemizde üretim modelinin değişmesine yol açıyor. Dört mevsim iki mevsime dönüştü. Üretim modelimizi değiştiriyoruz. Üretici tropikal meyve üretimine kayıyor. Avokado üretimine geçen çok kişi var. Ejder meyvesi üretiminde 200-250 dönüme ulaşıldı. İklim değişikliği ve ticari kaygı nedeniyle çiftçide bir telaş, kaygı ve arayış var.’’

BURSA

Yağışlar düşüyor verim azalacak
Kuraklık yurdun yer yanında hissediliyor. Tarım kenti Bursa’nın Ticaret Borsası Başkanı Özer Matlı, “İklim değişikliğine bağlı artan kuraklık nedeniyle adeta baharı yaşadığımız bu aylarda yağış olmaması, önümüzdeki yıl verimin düşük olacağı endişesini yaşatmaktadır” dedi. Kuraklık sorununun, Türkiye gibi ülkelerde enflasyonu tetikleyici bir unsur olduğuna da işaret eden Özer Matlı, şunları söyledi: Ülkemizin, tarımı stratejik bir sektör olarak merkeze koyması ve kuraklığın olumsuz etkilerini tespit ederek gerekli tedbirleri alması, her geçen yıl daha önemli bir hal almaktadır.”

KAYSERİ

Çiftçilere 'tarım sigortasına yönelin' uyarısı
Ziraat Mühendisleri Odası Kayseri Şube Başkanı Ali Koç, üreticileri tarım sigortası noktasında uyardı. Ali Koç, “Kayseri’de tarımsal üretimde zaten çok fazla çeşit bulunmuyor. İklim şartlarına bağlı olarak da keskin bir değişim yok. Ancak, zamansız ve ani yağışlar üreticileri zor durumda bırakıyor. Üreticilerimizin, iklim kaynaklı zararlardan korunmak için mutlaka tarım sigortası yaptırmaları gerekiyor” dedi.

İZMİR

Kuraklığa dayanıklı tohum arayışı
İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, araştırmaların su kaynaklarında ciddi sıkıntı yaşanacağını ortaya koyduğunu belirterek, iklim krizine bağlı olarak mevsimler arasındaki ciddi kaymalar, gece ve gündüz arası sıcaklık farklarındaki değişiklikler, dengesiz yağışlar, ilkbahar geç donları ve diğer tüm değişimlerin son yıllarda çok fazla gözlemlendiğine işaret etti.
Kestelli, silajlık mısır, yonca ve fiğ gibi hayvancılığın ana girdisi olan yem bitkileri için hayati önem taşıyan su kaynaklarının azalması ile birlikte, orta ve uzun vadede bu ürünlerin ekiminde de bir azalma beklenebileceğini kaydetti. Kestelli şöyle devam etti, “Sıcaklığa ve kuraklığa dayanıklı tohum ve meyve çeşidi geliştirmek zorunda kalacağımızı, mevsim geçişlerindeki kaymalar dikkate alınarak erkenci ve/ veya geçici çeşitleri ıslah etmemiz gerekeceğini söyleyebiliriz.”

NEVŞEHİR

Kekik ve lavanta ile tanıştı
Nevşehir Ziraat Odası Başkanı Mahmut Çalışkaner, ilde iklim faktörüne bağlı üretim değişiminin sadece yüzde 3 ila 5 arasında olduğunu belirtti. Türkiye’nin önemli kışlık patates üretim ve depolama merkezleri arasında olan Nevşehir’de, üretici ürün değişikliğine değil, toprak değişikliğine gitti. Patatesin her yıl ekilmesi ile verim artışını kaybeden Nevşehirli üreticiler, çareyi Sivas ve Kayseri gibi çevre illere kaymakta buldu. Ziraat Odası Başkanı Mahmut Çalışkaner, iklim açısından lavanta ve kekik gibi ürünlerin son zamanlarda ildeki ürün gamına girdiğini bildirdi.

KAHRAMANMARAŞ

Ürün kalitesi ve rekolte düştü
Kahramanmaraş Ziraat Odası Başkanı Mehmet Çetinkaya, “Şehrimizde ürün kalitesi ve rekolte düştü” dedi. Özellikle pamuk üretiminde Kahramanmaraş’ın ciddi anlamda kaybı olduğunu anlatan Çetinkaya, şunları söyledi: “2018 yılında kentimizde 160 bin dönüm pamuk üretimi vardı, 2020 yılında 60 bin dönüme düştü. Bu azalmanın sebeplerinden biri de iklim değişikliğidir. Gece ve gündüz arasındaki soğukluğun dengesiz gittiği zamanlarda pamuk gelişimini tamamlayamaz. Bu da kalitesinin ve lif oranının düşmesine neden olur.” Farklı alternatif ürünlerin daha çok ekilir olduğunu belirten Çetinkaya, “Kahramanmaraş için geçmiş yıllarda ekilip de bugünlerde ekilmeyen çeltik, mısır gibi ürünler var. Bunun yerine yer fıstığı, patates, nohut, mercimek gibi ürünler artık daha çok ekiliyor. Tropikal meyveler de ekiliyor. Sır Barajı havzasında ciddi anlamda kivi yetiştirilmeye başlandı. Kentimizin olmazsa olmazı sarı çeltik dediğimiz pirincimizin ekim sahası tamamen yok oldu. Babadede ürünümüz olan pamuk üretiminin yok olduğunu görüyoruz.”

KOCAELİ

Tıbbi ve aromatik bitki üretimine başlandı
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, daha yüksek gelir getiren ürünlerin yetiştirilmesini sağlamak amacıyla "Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Üretim Teşvik" projesini hayata geçirdi. Bu kapsamda tıbbi nane ve oğul otu yetiştiricilerine destek veriliyor. “Meyveciliği Geliştirme Projesi” kapsamında da, çiftçilere mavi sertifikalı ceviz, Trabzon hurması ve doku kültürü kivi fidanı desteği verilecek. Proje iklim şartlarına uyumlu meyve yetiştirilmesini hedefliyor.

KONYA

Tahıl ambarı Konya, yeni ürünlere yöneliyor
Konya’da buğday, şeker pancarı, mısır gibi geleneksel ürünler son yıllarda yerini alternatif ürünlere bırakmaya hazırlanıyor. Ekonomik nedenlerin yanısıra, ovada her geçen gün kuraklığın artması, susuzluğa daha çok dayanıklı ürünlerin tercih edilmesinin önünü açtı. Ovadaki ürün deseni de iklim koşullarına ayak uydurmaya hazırlanıyor. Konya Merkez Meram Ziraat Odası Başkanı Murat Yağız, özellikle seracılığın ve Konya ovasında yetişme ihtimali olan tropikal ürünlerin Konya ürün deseninde daha fazla yer bulacağı öngörüsünde bulundu.

MERSİN

Tarla tarımı yerini bahçeciliğe bırakıyor
TZOB Mersin İl Koordinasyon Başkanı ve Tarsus Ziraat Odası Başkanı Veyis Avcı, küresel iklim değişikliği ve küresel ısınmaya bağlı olarak gelişen olağandışı hava olayları nedeniyle bölgelerindeki çiftçilerin son yıllarda tarla tarımından uzaklaşarak daha kontrollü tarımsal üretimin yapılabildiği seralara ve bahçe tarımına yöneldiğini bildirdi. Zaman zaman etkili olan yüksek sıcaklıkların tarla tarımında büyük verim kaybına neden olduğunu belirten Veyis Avcı, şöyle konuştu: “Son yıllarda şeftali, nektarın, kayısı, mandalina, muz, avakado, ejder meyvesi, nar bahçelerinin kurulumunda yüksek artışlar yaşanırken, çiftçilerimiz her geçen gün tarla tarımından uzaklaşıyor. Özellikle buğday, mısır, soya, pamuk gibi ürünlerin ekimlerinde ciddi düşüşler var.”
Anamur'da muz ve avokado sahilden dağlara çıkıyor
Anamur-Bozyazı Ziraat Odası Başkanı Ahmet Şeref Gümüş, bölgelerinde eski yıllarda don olaylarının yaşandığı 300 rakımın üzerindeki narenciye, erik, şeftali bahçelerinin ve sebze seralarının sıcaklıkların yükselmesi ile katma değeri yüksek muz ve avokado seralarına dönüştürüldüğünü kaydetti. Muz ve avokadonun en fazla 300 rakımda yetişebildiğim, ancak küresel ısınmanın da etkisiyle yetiştirme sahalarının 600 rakıma kadar çıktığını belirten Gümüş, yaşanan gelişmeleri şöyle özetledi: “Çiftçiler büyük risk alarak bölgemizdeki yaklaşık 6 bin dekarlık soğuk iklim kuşaklarına milyonlarca liralık muz ve avokado seraları kurdu.”

TRABZON

Karadeniz'de Akdeniz iklimi hakim olacak
İklim değişikliği ile ilgili tespitleri ve senaryoları doğru bulduğunu belirten Ziraat Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Cemil Pehlivan da, şu görüşleri dile getirdi: “Çevremizi bu hızla hor kullanmaya devam edersek kötü sona kısa zamanda ulaşacağız. Beklenen son olarak, Karadeniz'de Akdeniz iklimi hakim olacak diye senaryolar mevcut. O zaman da bölgemizin ürün deseni elbette değişecek."

DİYARBAKIR

Pamuk üretimi suyun varlığına bağlı
Diyarbakır Ziraat Odaları İl Koordinasyon Başkanı Mehmet Cevat Delil de Diyarbakır’da kuraklık nedeniyle bitki deseninde önemli değişimler meydana geleceğine inanıyor. Ürün desenine bakıldığında, özellikle pamuk, mısır, buğday, mercimeğin öne çıktığını belirten Delil, “Pamuk ve mısır, suyu çok seven bitkiler. Sulamanın yetersiz olması halinde bu iki üründe azalışlar meydana gelecektir” dedi.

TEKİRDAĞ

Verimliliklerde düşüşler var
Değişimin gözle görülür hale geldiği bölgelerden biri de Trakya. Son dönemde bölgeye özgü ayçiçeğinin yerini, yine yağlı tohum olan kanola ve aspir almaya başladı. Tekirdağ Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Cengiz Günay, “İklim değişikliğine bağlı olarak bölgede yetiştirilen ürünlerin verimliliklerinde ciddi düşüşlerin yaşandığını görüyoruz. Bu durum gıda ihtiyacının karşılanmasına ve fiyatlara negatifyansıyor ” diye konuştu.

ERZURUM

Mera ve yaylaklar şiddetli erozyon baskısı altında
Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Başkanı Lütfü Yücelik, Fırat, Çoruh ve Aras havzalarının üst havzasında yer alan mera ve yaylakların şiddetli erozyonun baskısı altında olduğunu söyledi. Yücelik, “Mevcut durumda bölgemizdeki tarımsal ürünlerin üretiminde iklim değişikliğine bağlı olarak gözle görülür bir değişiklik olmasa da, ileride iklimsel anlamda yaşayabileceğimiz değişiklikleri öngörerek bu yönde tedbir alınmalı" dedi.
345353511-tDHQ.jpg

İklim değişikliğini ciddiye almak ve üretimi planlamak

İklime bağlı hava değişiklikleri, felaketler, tarımsal üretimi, insan ve doğal yaşamı doğrudan etkiliyor. Artan sel, fırtına, dolu, aşırı sıcaklık, kuraklık gibi düzensiz hava olayları tarımsal üretimi olumsuz etkiliyor. Çiftçinin,üreticinin canını yakmaya başladı. Mayıs ayında sadece 10 günde iklime bağlı ani hava değişimi, aşırı sıcak, aşırı soğuk, don, dolu ve sel felaketlerinin hepsi kısa sürede yaşandı. Felaketlerden 50’den fazla il etkilendi. Önce 40 dereceyi aşan aşırı sıcak, sonra -1 dereceye kadar düşen aşırı soğuk, dolu, don, fırtına bitkisel üretime büyük zarar verdi. Aşırı sıcak Akdeniz Bölgesi’nde erkenci mandalina, portakal ve bazı limon çeşitlerinde büyük hasara neden oldu. Eskişehir, Kütahya, Afyon ve Konya’nın bir bölümünde aşırı soğuk ve don nedeniyle mısır, ayçiçeği, patates, domates, salatalık, kabak, ceviz ve diğer ürünler zarar gördü. Antalya ve Mersin’de etkili olan fırtına seralarda tahribata neden oldu. Tarımsal üretimin önemli merkezlerinden Antalya’da son yıllarda sel, fırtına, hortum gibi felaketler daha sık yaşanmaya başlandı. İklime bağlı olarak üretim biçiminde, ürün deseninde değişimler gözlemleniyor. Bir çok bölgede kuraklık etkili oldu. Yağış olmaması nedeniyle ürünlerde verim kaybı, kalite sorunu ortaya çıktı. Sadece zeytinde verim kaybı yüzde 20’yi aştı. Zeytinde son 11 yılın en düşük üretimi olacağı tahmin ediliyor. Zeytin ve fındıkta hasat 1 ay gecikti. Tarımda üretim desenindeki değişimi sadece iklim değişikliği ile açıklanamaz. Çiftçi para kazanamadığı için sürekli ürün değişimine gidiyor. Para kazanabilmek için, hangi ürünün fiyatı artarsa ona yöneliyor. Özetle, iklim değişikliğini ciddiye almamız ve değişen yeni koşullara uygun üretim desenini de planlamamız gerekiyor. (ALİ EKBER YILDIRIM)

Bal arıları yok oluyor

• Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün 2020 Yılı Kasım Ayı Alansal Yağış Raporu, kurak bir yıl geçirildiğini, kasım ayı yağışlarının mevsim normallerinin yüzde 49 altında olduğunu ortaya koydu. Yaşanan kuraklık tarım, hayvancılık ve arıcılığı olumsuz etkiliyor. Uzmanlar uyarıyor: Ekolojik sistemin gizli kahramanları bal arılarının yok olması gıda üretimini düşürebilir. Doğanın itici gücü olan bal arılarının kuraklıktan en çok etkilenen canlılar olduğunu belirten Bal Uzmanı Ahmet Bağran Aksoy, yaptığı açıklamada, “Kuraklık, arıcılık sektörü için büyük tehlike arz ediyor. Çiçeklenme zamanında bitkilerin susuz kalması arıların bal yapma oranında düşüşe ve toplu arı ölümlerine neden oluyor. Hal böyle olunca yaşanan kuraklıktan dolayı ortalama 17-20 kilo bal alınan kovanlardan ancak 2-3 kilo bal alınabiliyor” dedi.

3 derecelik sıcaklık %25'ten çok kayıp

• TÜSİAD tarafından hazırlanan 2020 Tarım ve Gıda Raporu, tehlikenin boyutlarına işaret ediyor:
• Buğdayın başaklanma ve hasat evrelerinin 10 yılda 4 gün değiştiği, büyüme döneminde hava sıcaklığında 1 derecelik artışın hasat tarihinde 8 günlük ilerlemeyle sonuçlandığı hesaplanmıştır.
• 1,1-1,3 derecelik sıcaklık artışlarında, GSYH'ye değişimi ilk periyotta (20302034) %1, ikinci periyotta (2040-2049) ise %1,4'lük bir düşüş görülmektedir.
• 2030-2039 yılları arasında ortalama verim kayıpları % 6-7 civarında, 20402049 arasında verim kayıpları ortalaması % 8-9 seviyesine ulaşacak.
• Küresel ortalama sıcaklıktaki her bir derece artış, küresel ortalama arazi verimlerini buğdayda % 6, mısırda % 7,4, pirinçte %3,2 azaltacak.
• 3 derecelik sıcaklık artışları (2050 yılı civarında) %25-50 seviyesinde verim kaybına yol açacak.

Dünyada gıda fiyatları %85 artabilir

• 21. yüzyılın stratejik sektörleri arasında gösterilen gıda sektörü, 2050'de 10 milyara ulaşacağı hesaplanan dünya nüfusunun beslenmesinde önemli bir tehdit ile karşı karşıya. Araştırmalar, 2050 yılında dünya nüfusunu beslemek için tarım ve gıda üretiminin, bugünkü düzeyinden en az yüzde 50 oranında artırılması gerektiğini belirtiyorlar. BM Dünya Meteoroloji Örgütü ve BM Çevre Programı tarafından 1988 yılında insan faaliyetlerinin neden olduğu iklim değişikliğinin risklerini değerlendirmek üzere kurulan Hükûmetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin (IPCC) Değerlendirme Raporları, iklim değişikliğinin etkisiyle dünyada su kıtlıklarının ve kuraklıkların artacağını, tarımsal verimliliklerin düşeceğini, gıda fiyatlarında dünya genelinde yüzde 85'e varan artışların gerçekleşebileceğini öngörüyor.

Sürdürülebilir bir plan gerekli

Konuyla ilgili araştırmalarında iklim değişikliğinin Türkiye tarımını zannedilenden daha çok etkileyeceğini gördüklerini anlatan Prof. Dr. Gökhan Özertan, "Analitik çalışmalar çerçevesinde ikilim değişikliği ile hemen hemen tüm tarla bitkilerinde an az yüzde 10'luk bir kayıptan bahsediliyor. Bu artıştaki ısıya göre yüzde 30'lara kadar çıkabilecek. Türkiye'de 4 derecelik bir ısı artışının tahıl rekoltesini yüzde 30 civarında düşürmesi bekleniyor. Türkiye'nin birçok problemi yaklaşık 50 yıllık. Sürdürülebirliği sağlayabilmek için toprağımızı ve su kaynaklarımızı bir program çerçevesinde kullanmamız lazım” dedi.

%30’a varan verimlilik kaybı yaşandı

Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu’nun (TGDF) hazırlattığı "Türkiye’de İklim Değişikliği ve Tarımda Sürdürülebilirlik" başlıklı raporda da tespit ve önerilerde bulunuldu. Türkiye’deki tarım faaliyetlerinin, kuraklık olayları karşısında hassas olduğunun altı çizilen raporda, bitkiler bazında yapılan kuraklık-verim değerlendirmelerinde kuraklık yaşanan dönemlerde bitkisel verimlilikte yüzde 30'lara varan oranlarda azalmalar tespit edildiği belirtildi.

Tarım sigortasına yönelimde büyük artış var

Tarsim'den DÜNYA'ya yapılan açıklamada, iklim değişikliğinin son yıllarda tarım sigortasına olan eğilimi artırdığı, üreticilerin tarım sigortası konusunda daha fazla bilinçlendiği belirtildi. TARSİM'den yapılan açıklamaya göre; TARSİM Sistemi'nde teminat kapsamı her yıl kademeli olarak genişletiliyor. Sigorta ürünleri ve uygulamalar çeşitleniyor, üreticilere sağlanan devlet prim desteği oranı da artırılıyor. Tüm tarım sigortası branşlarında üreticinin primine %50 oranında devlet desteği sunuluyor. Bitkisel Ürün Sigortası’nda meyvelerde don riski için devlet desteği oranı ise %67'ye varıyor.
Tarım sigortalarında 7 farklı sigorta branşı bulunuyor.
• Bitkisel Ürün Sigortası,
• Büyükbaş Hayvan Hayat Sigortası,
• Küçükbaş Hayvan Hayat Sigortası,
• Sera Sigortası,
• Kümes Hayvanları Hayat Sigortası,
• Arıcılık Sigortası
• Su Ürünleri Hayat Sigortası Bitkisel Ürün Sigortasında;
• Dolu • fırtına • hortum • yangın
• deprem • heyelan • sel • su baskını,
• ayrıca meyvelerde don riskine karşı da güvence altına alınabiliyor.
Büyükbaş Hayvan Hayat Sigortası’nda, Hastalıklar, doğum ve çalınmaya kadar geniş bir yelpaze poliçeye dahil ediliyor.
2016 yılında Türkiye genelinde tüm tarım sigortası branşlarında üretilen poliçe adedi, 1,4 milyon adedin üzerinde. 2020 yılına baktığımızda, 10 Aralık 2020 tarihi itibarıyla üretilen poliçe adedi 2 milyon adedi geçmiş durumda. Bu doğrultuda, %44 civarında bir artış olduğu görülüyor.
Sigortalanan varlık değerine baktığımızda ise 2016 yılında 22 milyar TL iken bugün 75 milyar TL dolayında. Sistemin başlangıcından itibaren üretici ve yetiştiricilerimize 6,9 milyar TL'lik hasar ödemesi gerçekleştirildi. Bu yıl ise 1,2 milyar TL'nin üzerinde hasar ödemesi yapıldı, ödemeler devam ediyor. Türkiye’nin batısından doğusuna doğru gittikçe sigortalılık oranının azaldığı görülüyor. Bu doğrultuda sigorta bilinci özellikle Trakya Bölgesi başta olmak üzere batı bölgelerde daha kuvvetli. Geçen yıl en çok tarım sigortası poliçesi düzenlenen il Tekirdağ idi. İkinci sırada Edirne ve üçüncü sırada ise Konya yer aldı. En çok poliçe düzenlenen ürün açık ara ile "buğday” oldu.

CCPI: Türkiye'nin performansı zayıf

İklim Değişikliği Performans Endeksi 2021, en yüksek emisyona sahip 57 ülke ve AB’nin iklim değişikliği konusundaki performanslarını değerlendiriyor. Bu ay yayınlanan İklim Değişikliği Performans Endeksi 2021, Avrupa Birliği'nin iklim değişikliğiyle mücadele kapsamındaki ilerleyişinin ülkeler arasında homojen şekilde gerçekleşmediğini gösteriyor. AB bloğunun performansı, diğer ülkelerle kıyaslandığında, üst sıralarda yer alıyor. Türkiye iklim politikası olmamasına rağmen yenilenebilir enerjideki gelişmeler nedeniyle 42.sıraya yükseldi.

İklim değişikliğine uyum seferberliği

Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından hazırlanan "İklim Değişikliği ve Tarım" raporunda, iklim değişikliğinden en çok etkilenmesi beklenen bölgelerin başında Türkiye'nin geldiği belirtilerek, "aşırı sıcak günlerin sayısının artacağı öngörülmektedir. Bu nedenle bu sorunun ulusal anlamda ciddiyetle ele alınması gerekmektedir" denildi. İklim değişikliğinin etkilerine hazırlıklı olmak için şu önlemler sıralandı:

● Tarımda iklim değişikliğine uyum seferberliğine geçilmeli
● İklim değişikliğine “Uyum Fonu” acilen oluşturulmalı
● Tarımda İklim Değişikliği Araştırma ve Uygulama Enstitüsü kurulmalı
● Düşük gelirli çiftçilere iklim değişikliğine uyum destekleri sağlanmalı.
● Doğrudan ekim uygulamaları yaygınlaştırılmalı
● Yağmur hasadı uygulamaları yaygınlaştırılmalı.
● Organik tarım için hedef konmalı
● Yüzde 100 basınçlı sulamaya geçilmeli
● Arazi toplulaştırma yaygınlaştırılmalı
● İklim bazlı dinamik tarımsal sigorta yaygınlaştırılmalı
● Risk yönetim odaklı uluslararası ticaret politikaları geliştirilmeli.
(ERAY ŞEN-FİKRİ CİNOKUR-ZEHRA ORUÇ-HİLAL SÖNMEZ-NİHAT DELİBAŞI-ALİ ESKALEN-KÜBRA OĞURLU-MEHMET NABİ BATUK-MAHİR SOLMAZ-BARIŞ SEDEF-BERFİN AKKAŞ-SELÇUK ALTUN-OSMAN ŞİŞKO)

Kaynak: https://www.dunya.com/ekonomi/bakan...tacak-ve-duzenli-olarak-surecek-haberi-604747

Çin'in rekor talebiyle mısırda 32 yılın en uzun yükselişi

Çin’in Kasım ayında rekor miktarda mısır ithal etmesi sebebiyle, mısır vadeli işlemleri 1988 yılından bu yana en uzun süreli yükselişini kaydetti.​


Çin geçen ay, bir önceki yıla göre 12 kat daha fazla mısır ithal etti.

Perşembe günü açıklanan gümrük verilerine göre, Çin'in ilk 11 ayda gerçekleşen mısır ithalatı ikiye katlanarak 9 milyon tona ulaştı. Son rakamlar, Dünya Ticaret Örgütü'nün 7,2 milyon tonluk taahhütlerini ilk kez aştı.

Chicago Ticaret Borsası’nda mısır fiyatları, Çin'in ABD'den alımları artırmak zorunda kalacağı beklentisiyle yükseldi. Mart teslimatlı mısır vadeli işlemleri, kuraklık nedeniyle önemli mahsul kayıplarının yaşandığı 1988 yılından bu yana en uzun süreli yükselişini yaşıyor. Fiyatlar yüzde 0,4 oranında artarak kile başına 4,49 dolara ulaştı.

Çin Tarım Bakanlığı’ndan bir yetkili olan Tang Ke Perşembe günü bir basın toplantısında yaptığı açıklamada, mısırdaki artışın Çin'in genel tahıl fiyatlarını yükselttiğini ve ülke arz açığını daraltmak için arpa ve “kurutulmuş damıtık tahıl (mısır) + çözünür maddeler (DDGS)” gibi diğer yemlik tahılların ithalatını artırdığını kaydetti.

Tang, yüksek fiyatların Çin’deki yerel çiftçileri gelecek yıl mısır ekim alanını artırmaya teşvik edeceğini ve bunun da tarımda kendi kendine yeterliliğin sağlanmasına yardımcı olacağını da sözlerine ekledi

3 il alarm veriyor! Trakyada Yer altı sularının yüzde 85'i tükendi

Medyayı görebilmek için giriş yapınız
"8 Ara 2020 tarihinde yayınlandı
Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Çorlu Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Lokman Hakan Tecer, Trakya'da yer altı sularının yüzde 85'inin tükendiğini söyledi. Tecer, "Tekirdağ bölgesinde 16-17 hektometreküp kadar bir yer altı suyu seviyesi kaldı. Yani bu tüketim biçimiyle yer altı su seviyesinden artık istifade edilemeyecek noktaya geleceğiz, bu kaçınılmaz. Dolayısıyla yer altı suyu alarm veriyor" dedi."

Hocamız Trakyanın sularını tüketen CocaCola ve Efes vb. fabrikalarının ismini vermemiş. En çok yeraltı sularını bu ve benzeri fabrikalar tüketiyor. Çözüm basit bu fabrikalar biraz masraf yapıp arıtma tesisi kuracak ve kullanılmış sudan üretim yapacak. Yoksa Trakyada tarım ve hayvancılık 10-20 seneye biter.

Siz ne dersiniz değerli dostlar? Özellikle Trakyada çok su tükettiğini bildiğiniz fabrikalar nelerdir?

çerezlik ayçiçeği gübreleme

merhaba arkadaşlar ben 350 dekarlık bir alanda çerezlik ayçiçeği üretiyorum ama gübreleme nasıl yapmam gerekiyor 30 kilo ekerken Dap kullanıyorum uzerinede ilk suda 50 kilo amonyum sülfat kullanıyorum yinede boşluk yapıyor içini tam dolduramiyor hektolitre düşük oluyor içerisini doldurması için ne yapmam gerekiyor kullandığım gübreler azmı geliyor yoksa başka çeşitli gubremi kullanmalıyız

Hattat Traktör Fabrikasında Üretim Süreci

Pazar payında %4,79 ile 7.sırada yer alan ve ihracatta önemli başarı kaydeden Hattat Traktörün, kurumsal iletişim müdürü sn. Fatih Büyükyahşi fabrikadaki üretim sürecini anlatıyor.

Pazar payında etkili olan tüm faktörler sizce nelerdir ?

Medyayı görebilmek için giriş yapınız

Akü Seçiminde Püf Nokta!!!

Öncelikle Akü alırken hem satıcının hem alıcının dilinde AMPER(A) kelimesi var.
Satıcı; kaç amper istiyorsun ?
Alıcı;105 amper kaç tl ?
Amper tabiki önemli ama orjinalde 105 amperlik akü kullanan traktörü 90 amperlede çalıştırırsın ama Aslında yaz kış motoru kibrit gibi çabuk çalıştırmada akü amperi önemli değil.
Nasıl yani ! ;
90 A. lik akü demek o aküden 1 saat boyunca 90 A lik güç alabilmektir.Amper birimi amper/saatdir.yani marş basma ömrü.Ama velakin çabuk çalıştırmada önemli olan amperden çok CCA değeridir aküde mutlaka yazar.Genelde amperle doğru orantıda çoğalır 90 amper için 540A yada 680A yada 720 A olarak görülür.
Nedir bu CCA ;İlk marş için gerekli yüksek akımlı voltaj. Örnek CCA değeri: "720A".

Kısaca toplayacak olursak ;90 amperlik "540 A" akü ile 90 amperlik "720 A" değerindeki akü bir değildir.
720 A lık akü motoru daha çabuk çalıştırır.
İnternetde bakarken aynı akü diğerinden daha fazla para ise veya ucuz ise aralarında büyük bir ihtimalle o CCA Değeri farkı vardır.Örn;mavi çerçeveli yerde bahsettiğim değer yazar.Onun için aaa bu 100 lira daha ucuz bunu alayım deyip yanılmayın.Altın değerinde bir bilgi öğrendiniz en azından akü konusu açıldığında konuşabilecek bir bilgi sahibi oldunuz :D


2021 SEZONU DEKALP TOHUM FİYATLARI

Merhaba bugün Manisa Salihlide yani ilçemizdeki bayilerde 2021 yılı vadeli ve peşin danelik ve slajlık tohum fiyatları belli oldu.
6980 (Danelik Çift İlaçlı) Peşin: 900 Vadeli:950
6761 (Danelik Çift İlaçlı) Peşin: 800 Vadeli:850
Slajlık Çeşitlerinde fiyatları farklı farklı.
Ben kendim buğdaydan sonra hem danelik hem slajlık özelliği olan 6761 ekeceğim gerekirse 20 25 rutubet biçerim ama bedava parasına slaja vermek bana mantıklı gelmiyor. Sağlıcakla kalın.

BU ÇOCUK HER İŞİN ÜSTESİNDEN GELİYOR (İNEKLERİ BİLE SAĞIYOR)

Arkadaşlar Merhaba
İşletmeleri Gezelim Görelim Serimizin 3. Bölümünde Hakan Enginin işletmesine konuk oldum. Kızı Elanur beni bile hayretler içerisine düşürdü. Bu yaşta bu bilgisi takdire şayan. Videoyu çekerken bile çok eğlendim. Umarım sizlerde beğenirsiniz. Medyayı görebilmek için giriş yapınız

KURAKLIK, 2021 HUBUBAT ÜRETİMİNİ NASIL ETKİLEYECEK?

Kasım ayında, özellikle Ege, Marmara ve İç Anadolu’nun kuzey ve batısında normale göre azalma yer yer yüzde 80’lerin üzerine çıktı. Ege ve Marmara Bölgeleri’nde son 40 yılın en düşük ikinci Kasım yağışı gerçekleşti. Kasım ayında 2 mm ile Eskişehir en az yağış alan, Normaline göre en fazla azalma ise yüzde 96 ile Edirne’de meydana geldi.



kuraklik-konya-696x522.jpg
Fotoğraf: Prof.Dr. Süleyman Soylu

Türkiye son 7 ayı kurak geçirdi. Bazı bölgelerde neredeyse hiç yağış olmazken bazılarında çok az yağışla geçti. Özellikle sonbahar kuraklığı çok etkili oldu.
Ülkemizde kuraklık daha çok, İstanbul, Ankara ve İzmir’in “içme suyu” sorunu olarak algılandığı için tarımdaki gelişmeler çoğu zaman göz ardı ediliyor. Oysa, kuraklık aynı zamanda soframızdaki gıdayı da tehdit ediyor. Sonbaharda yağmayan yağış, etkili olan kuraklık 2021 yılı ürünlerinin ekilişini olumsuz etkiliyor. Üretimdeki düşüş sofralarımıza yüksek fiyat olarak yansıyacak. İthalata bağımlılık artacak.
Toprak Mahsulleri Ofisi, sahadaki gelişmeleri yakından izleyerek “Fenolojik Değerlendirme- Hububat ve Bakliyatta Yağış, Ekiliş ve Gelişim Analizi” adıyla her ay rapor olarak yayınlıyor. Kasım 2020 raporuna göre, sadece Kasım’da yağışlar normalin yüzde 49 altında gerçekleşti.
Kasım ayında, özellikle Ege, Marmara ve İç Anadolu’nun kuzey ve batısında normale göre azalma yer yer yüzde 80’lerin üzerine çıktı. Ege ve Marmara Bölgeleri’nde son 40 yılın en düşük ikinci Kasım yağışı gerçekleşti. Kasım ayında 2 mm ile Eskişehir en az yağış alan, Normaline göre en fazla azalma ise yüzde 96 ile Edirne’de meydana geldi.
Bugünlerde yağışlar başlayınca, “kuraklık bitti” diye sevinmek yersiz. Yağış rejiminde büyük değişiklikler var. Çok uzun süre yağışsız geçtikten sonra, çok şiddetli ve sele neden olan, İzmir ve Antalya’da olduğu gibi büyük hasarlara yol açan yağışlar görülüyor.

Bölge bazında hububat ve bakliyatta ekiliş durumu​

Toprak Mahsulleri Ofisi’nin Kasım ayı raporuna göre, bölgesel bazda hububatta son durum özetle şöyle:
İç Anadolu Bölgesi: Buğday ekiliş alanlarının yüzde 38’ini kapsıyor. Bölge genelinde yağışlar; ekim, çimlenme ve bitki çıkışı dönemlerinde çok düşük seviyede kaldı. Konya ve Kayseri haricinde ekilişler tamamlandı. Pancar hasadı geciken lokal alanlarda buğday ekilişi devam ediyor.
Hububat ekilen kıraç arazilerin büyük çoğunluğunda bitki çıkışı ya hiç olmadı ya da çıkışlar dalgalı bir seyir izledi. Konya’da kıraç alanlarda alatav oluşumu nedeniyle yer yer tohum bozulmaları başladı.
Polatlı ve Kırıkkale çevresinde bakliyattan hububata %5-10, Sivas’ta %1-2 kayma beklenmektedir ve bu kaymanın büyük oranda arpaya olacağı, yine Kırşehir çevresinde ekilişlerin ağırlıklı olarak arpa olacağı (buğdaydan arpaya % 5) beklenmektedir. Aksaray çevresinde kıraç alanlarda ekmeklik buğdaydan makarnalık buğdaya % 1-2, arpaya % 2-3, sulu arazilerde ise ekmeklik buğdaydan yağlık-çerezlik ayçiçeği ve dane mısıra % 1-2 kayma beklenmektedir.
Kayseri’de önceki aylarda ekilen alanlarda çok düşük yağış nedeniyle çimlenme ve çıkış yaşanmaması sonucu ürünlerde verimlerin düşük olacağı algısı oluşmuş, bu da üreticilerin kışlık ekilişten vazgeçerek yazlık arpa, buğday veya hububata alternatif bakliyat vb. ürünlere kaymasına neden olacağı öngörülmektedir.
Yozgat’ta nohut maliyetinin düşük olması ve bu yıl piyasa fiyatının bir önceki yıla göre daha yüksek seyretmesinden kaynaklı buğdaydan nohuda geçiş olacağı tahmin edilmektedir.
Eskişehir’de sulama maliyetlerinin yüksek olması, münavebeli ekim, piyasa ?yatlarının yüksek seyretmesi vb. nedenlerden dolayı buğday, arpa ve yulaf ekim alanlarında bir miktar artış olacağı tahmin edilmektedir. Akşehir çevresinde şeker pancarı ve mısır hasadından boşalan sulu arazilere elektrik kullanım maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle sulamada daha az enerji harcayacak olan yeşil bitkilere geçişlerin olabileceği öngörülmektedir.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi: Buğday ekilişinin yüzde 15’i, kırmızı mercimek ekilişinin yüzde 94’ü bu bölgede gerçekleştiriliyor. İkinci Ürün mısır hasadının henüz tamamlanması, yağışın beklenmesi nedeniyle hububat ekilişleri bir miktar ötelendi. Kışlık ekilişler devam etmekle (%75 tamamlanmış) birlikte, ikinci ürün mısır hasadına müteakip (Şanlıurfa ve Mardin’de) Ocak ayı ortasına kadar buğday ekilişleri devam edecek. Erken ekiliş yapılan alanlarda çıkışlar başlamış fakat yetersizdir.
Diyarbakır’da buğday ve mısır ürünlerinden pamuğa, arpa ve nohuttan kırmızı mercimek ve buğdaya, buğdayın da kendi içinde ekmeklikten makarnalığa geçişi, Şanlıurfa’da arpadan ve (Siverek, Viranşehir ve Hilvan’da taşlık arazilerin temizlenmesiyle oluşan) yeni tarım alanlarından mercimeğe %10 geçiş beklenmektedir. Piyasa koşulları sebebiyle Batman’da arpadan ekmeklik buğdaya %5, ekmeklik buğdaydan makarnalık buğdaya %2, kırmızı mercimekten buğdaya %3 geçiş olacağı tahmin edilmektedir.
Marmara Bölgesi: Yağış yetersizliğinden Balıkesir’de ekilişler gecikmiş, bölgenin geri kalanında tamamlanmıştır. Edirne çevresinde ekilişlerin büyük çoğunluğu taban gübresi kullanılarak yapılmıştır. Edirne’de geçen yıl anıza ekim yapılan alanlar ve kanoladan geçişlerle birlikte hububat ekilişinde %2-3 artış, Kırklareli’nde de buğday ekilişinde % 8, arpa ekilişinde % 7 artış tahmin edilmektedir.
Karadeniz Bölgesi: Kıyı kesimlerde ekilişler %70, iç kesimlerde ise %50 civarında tamamlanmıştır. Amasya ve Tokat’ta Aralık ayında yağış alınması durumunda bir miktar daha buğday ekilebileceği, ancak Aralık ayından sonra artık buğday ekilişi yapılamayacağı ve arpa ya da nohuda geçiş olacağı, arazilerin bir kısmının ise nadasa bırakılacağı öğrenilmiştir. Çorum’da son yıllarda hayvancılık için yem hammaddelerine olan yüksek talep yanında alternatif ürünlerin piyasa fiyatlarının yüksekliği, üreticilerin özellikle buğday yerine arpa, ayçiçeği ve bakliyat (nohut) gibi ürünlere yönelmesine sebep olmuştur. Yine Çorum’da makarnalık buğday ekim alanlarının geçen yıla göre bir miktar artacağı, ekmeklik buğday ekim alanlarının %10 azalacağı, arpa ve tritikale ekim alanlarının ise %15 artacağı gözlenmiştir
Akdeniz Bölgesi: Hububat ekilişleri %90 tamamlanmıştır. Sahil ve düşük rakımlı kesimlerde çıkışlar meydana gelmiş ancak yüksek yerlerde henüz hiç çıkış görülmemiştir. Amik Ovası’nda pamuk ve mısır fiyatlarının yüksek seyretmesi ve pamuk desteğinin artması sebepleriyle hububat ekilişlerinde geçen yıla oranla % 3-5 azalış olacağı beklenmektedir.
Doğu Anadolu Bölgesi: Kışlık ekilişler tamamlanmış olup sıcaklığın eksi dereceye düşmesi ile birlikte bitki gelişimi durmuştur. Van ve Muş’ta buğdaydan arpaya, Bitlis’te fasulye ve patatese geçiş olduğu gözlemlenmiştir. Bingöl’de Süt Fabrikasının kurulması ile birlikte arpa ve buğdaydan yem bitkilerine geçiş, Malatya’da şeker pancarı ve yem bitkilerine geçiş söz konusudur.
Ege Bölgesi: İzmir, Aydın hattında bitki çıkışları zayıftır. Bölge genelinde sulanabilen ve erken ekilen alanlarda çimlenme ve çıkışların gerçekleştiği, Kütahya’da bitki boyunun 4-7 cm’ye ulaştığı tespit edilmiştir. Yağış eksikliğinden bazı alanlarda bitki çıkışı homojen gerçekleşmediğinden tarla yüzeyinde dalgalı bir görüntü oluşturmuştur. Afyonkarahisar’da büyük ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliğine olan yoğun yönelmeden dolayı yem bitkilerine ve silajlık mısıra geçiş söz konusudur. Denizli’de tarım için verilen baraj suyunun kesilmesi nedeniyle ikinci ürün mısır ekilen alanlardan buğday, arpa ve yulafa geçiş olacağı tespit edilmiştir.

Tohum satışlarına göre ürün ekilişindeki değişim​

– Akdeniz Bölgesi’nde hububattan, fiyatı yüksek olan mısıra ve destek miktarı artırılan pamuğa,
– İç Anadolu’da nohuttan, ekmeklik buğdaya, maliyeti daha düşük olması nedeniyle arpaya (gübre ve ilaç kullanımı daha az, bakımı daha kolay) ve piyasa fiyatının yüksek seyretmesi nedeniyle makarnalık buğdaya,
– Doğu Anadolu’da hububattan, şeker pancarı ve yem bitkilerine
– Ege Bölgesi’nde buğdaydan az bir miktar haşhaş ve yem bitkilerine,
– Karadeniz Bölgesi’nde ekmeklik buğdaydan; makarnalık buğday, arpa ve tritikaleye,
– Marmara Bölgesi’nde kanoladan buğday ve arpaya kayma,
– Güney Doğu Anadolu’da ise fiyatının yüksek seyretmesi nedeniyle kırmızı mercimek ve buğdayda artış, arpada ise azalış öngörülmektedir.
Özetle, sonbahar kuraklığı her bölgede hububat üretimini farklı biçimde etkiledi. Kuraklık, hava şartlarına ve ürünlerin fiyatına göre çiftçi ekeceği ürüne karar veriyor. Bunun yansımalarını 2021 ürününde göreceğiz.

Claas ARION 540 tarlada ilk video

Arkadaşlar kayinbiraderin satın aldığı CLAAS 540 ARION tarlada ilk denememizi yaptık.
Trakkul7pten BERK ÖZYURT arkadaşımızda Sağ olsun bizi kırmayıp ta tekirdag muratlidan geldi herturlu bilgi ve tecrübesini bizimbizimle paylaştı trakkulup dayanışması yine herzamanki gibi kendini ispat etmiş oldu.
Elimizde 5 li 12 no pulluk olduğu için mecburen şimdilik ancak bunlar ile deneyebildik.traktir gayet güçlü masallah .
Medyayı görebilmek için giriş yapınız

Filtrele


Hakkımızda

TrakKulüp, içinde 100.000'den fazla konuyu, 1.300.000'den fazla mesajı barındıran Türkiye'nin ilk ve en büyük traktör, tarım ekipmanları ve çiftçilik paylaşım sitesidir. 86.000 üyemiz gibi sizi de aramızda görmek isteriz.
Üst Alt