9115 maxsima hidrolik sorunu

Tarktörün hidrolik kollarında 1 ton kadar yük varken traktörü stop ettim. Tekrar çalıştırdığımda ne aşağı nede yukarı çalıştırabildim. Servisi aradım hidrolik pompa mil kesmiştir yada kamayı sıyırmıştır dediler. Pompa siparişi verdik 2 gün sonra gelir dediler. Arkadaki ekipmanım altını besleyip bir şekilde söktük. Servis için tarladan eve gelirken kendiliğinden düzeldi bizde bir anlam veremedik. Hidrolik pompada bir sorun yok ama bir yerde bir hata var. Çünkü ara ara yapıyor. Maksima kullacılarınıdan başına böyle hidrolik sorunu gelen arkadaşlardan yardım bekliyorum

5.Biçim yoncayı bağlıyorum Gece mesaisi 3.Ekim

Merhaba arkadaşlar
5. Bicim yoncayıda bu akşam bağladım
Yonca busene mart 11 de ekildi
Çeşit ithal gea sertifikalı kaplamalı dekara 1000m2 4,5 kg tohum kullandım dekara 40 kg tsp gubre kullandım bidaha hic gubre atmadım
15 dekar 15000m2
İlk bićim 28 mayıs 130 balya
2. Biçim 25 haziran 150 Balya
3. Bicim 26 temmuz 162 balya
4. Bicim 1. Eylul 151 balya
5. Bicim 28 eylul 110 balya
Balyalar 22 26 kg ortalama

Medyayı görebilmek için giriş yapınız

Tapu itiraz

Herkese iyi akşamlar. Arkadaşlar köyde orman içinde 35 dönüm bir arazimiz var. 2016 yılında 13 dekarin tapusu verildi. Araziyi 27 yıldır tarlayı biz surdugumuz kullandigimiz halde tapuda dedemin bütün çocukları hissedar. Çünkü 27 yil oncesine kadar dedem tarlayi sürüyordu. O vefat edince babam sahip çıktı. Ama tapu 2016 da verildi. Tapuya itiraz edebilir miyiz? Itirazimiz nasil sonuclanir? Böyle bir durumla karşılaşan veya bilgisi olan var mi?

Tümosan servis sıkıntısı

2017 de sıfır 6055 traktör aldık aldığımız günden beri firenler tutmuyor samsun da üç tane servise gittim üçüde doğru dürüst ilgilenmediler bugün amca oğlunun servisi gelmiş erkunttun servisi adam dediki ben tümosanın servisini de aldım istersen ben bakim dedi sisteme giriş yaptı hidrolik kollar ile ilgi ayar sonra firen pedalı vidası düşmüş diye onu değişim göstermiş ama böyle bişey kesinlikle yok düşmedi sonra yol parası yazmış gidiş geliş Çarşamba ya 120 kilometre yaptım tüketici hakları mahkemesine vericem ama elimdede bir tutanak yok ne yapmam gerek

Kurudaki inek memeye süt inmesi

İyi günler kuruda bir simental ineğimvar ve doğumuna 35 gün var ineği biray önce kuruya çıkarttım fakat bu sabah sağ ön sol arka memelerine süt indiğini gördüm kendini emme başka sığırın emmesi gibi birdurumda yok Daha önce böyle bişet başına gelen var mı ? Birde ne yapmam lazım sağsam kolosturum çıkacak sürekli süt gelecek diye ellemek istemedim ancak Sanırım ineğe rahatsızlık veriyor inek çok isteksiz ot yem yemek istemiyor gibi

Ülkemizin Bekası

Sonuna kadar okuyun.

"Alıntıdır."

Beka sorununda hükümetin gizlediği gerçekler;

Türkiye aynı Osmanlı’nın son dönemlerindeki gibi karanlık bir tabloyla karşı karşıya, çok ciddi problemlerimiz var. Peki problemlerimiz olduğunu kabul ediyor muyuz?

Arapçadan dilimize geçen “beka” kelimesi, devletin varlığını iç ve dış tehditlere karşı devam ettirmesi anlamına geliyor. Kuruluşundan 96 yıl sonra bugün Türkiye’nin bekasının tehlikede olup olmadığını tartışıyoruz. 17 yıldır kesintisiz iktidarda olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerel seçimlerde kendilerine oy verilmezse ülkenin bekasının tehlikeye gireceğini iddia ediyor. Gerçekten böyle bir tehdit varsa çok ciddi tedbirler almak gerek. Ama maalesef kendisi de kamuoyu da gerçek beka tehlikesinin farkında değil.

Yaklaşan tehlikeyi kavramak ve doğru tedbirleri almak için bekasını devam ettirememiş bir örneğe bakmak çok faydalı olacaktır.Bundan önceki devletimiz Osmanlı İmparatorluğu, 200 yıl beka mücadelesi verdikten sonra başarısız olarak tarih sahnesinden çekilmiştir.

BEKA SORUNU VE OSMANLI ÖRNEĞİ

Elbette Osmanlı’nın yıkılmasının birçok sebebi vardır. Ancak belki de en önemli sebep üretimsizliktir. Ülke 16’ncı yüzyılın sonlarından itibaren teknolojik gelişmelerin gerisinde kalmaya başlayarak yavaş yavaş üretimden kopmuştur. Kendisi üretemez hale gelip, pazarlarını dükkanlarını yabancı malları istila edince devlet para kazanamaz hale gelmiştir. Bütçe ciddi açıklar vermeye başmış, açıkları kapatmak için konulan ağır vergiler vatandaşı ezmiştir. Alım gücü azalan vatandaş, ekonominin daha da daralmasına neden olmuştur. Bu sarmalda aç kalan halk defalarca isyan etmiştir.

Osmanlı döneminde halkın devirdiği 8 ila 10 padişah vardır. Osmanlı Mutlakıyet ile yönetiliyordu. Padişahın ağzından çıkan kanundu. Güvenlik kuvvetlerinden yargıya kadar her şey ona bağlıydı. Hatta sahip olduğu halife sıfatı padişaha ayrı bir dokunulmazlık sağlıyordu. Buna rağmen çöküş döneminin padişahları iktidarlarını koruyamadı. Bir kısmı tahttan düşmekle kalmayıp, kötü gidişatın bedelini canlarıyla ödedi.

Padişahların tahttan indirilmesi, “Yeniçeri İsyanları” ile açıklanarak geçiştirilir. Aslında konu bu kadar basit değildir. Her isyanın arakasında ciddi bir ekonomik kriz vardır. Halk aç ve perişandır. Bir noktadan sonra Yeniçeriler (güvenlik kuvvetleri), kendileri de maaş alamaz duruma düşünce, halkı bastırmaktan vaz geçerek isyanın liderliğini üslenip padişahları devirmiştir.


Çöküş döneminin padişahlarının hepsi, tahtan indirilerek öldürülme korkusuyla yaşamıştır. Bu haklı korku, onları para arayışına yönlendirmiştir. Çünkü ekonomiyi ayakta tutacak kaynağı bulamazlarsa, iktidarlarını koruyan kesimlere maaş ödeyemezlerse,yeni bir isyan kaçınılmazdır. Peki para nereden bulunacak? Maalesef bu konuya fazla kafa yorulmamış, işin kolayına kaçılarak borçlanmanın sorunu çözeceği yanılgısına düşülmüştür.

BORÇLANMANIN GETİRDİĞİ YIKIM

Belki biraz ağır olacak ama çöküş dönemi padişahlarının neredeyse tamamı iyi birer dilencidir. Hemen hemen hepsi borç para alabilmek için yabancılara yalvarmış, iktidarlarını devam ettirebilmek için devletin bekasını tehlikeye atan birçok tavizi vermekten çekinmemişlerdir.

Devletin bekası açısından kritik eşiğin aşıldığı dönem II. Abdülhamit dönemidir. II. Abdülhamit, yabancıların, “geri ödeme kabiliyetiniz kalmadı, artık size borç veremeyiz” söylemleri karşısında çaresiz kalmış ve dönemin IMF’si, “Duyunu Umumiye”nin ülkeye gelmesini kabul etmiştir. 1881 yılında imzalanan Muharrem Kararnamesi ile devletin ana gelir kaynağı, Rumeli topraklarının vergisi, tuz, tütün, alkol, ipek ticareti ve balıkçılıktan elde edilen vergiler Duyunu Umumiye idaresine bırakılmıştır.

Yabancılar,borç geri ödemesi için garanti gelir kaynağı elde edince, II. Abdülhamit’in yeni borçlanma taleplerine evet demiştir. II. Abdülhamit, ilki 1877, sonuncusu 1908 yılı olmak üzere toplam 13 borç anlaşmasına imza atmıştır.

Yabancılar, Osmanlıya her borç verişlerinde yeni tavizler kopartmıştır. II. Abdülhamit döneminde, bir ekonomiyi döndüren finans araçları bankalar, tamamen yabancıların elindedir. Ekonominin can damarları olan tren yolu, tramvay hatları, limanlar ve deniz ulaşımı yabancıların eline geçmiştir. İletişim araçları, posta ve telgraf hizmetleri yine yabancıların kontrolündedir. Hava gazı ve elektrik üretimi ile dağıtımını yabancılar yapmaktadır. Üretemeyen gelişmemiş ekonomilerin en önemli gelir kaynaklarından birisi olan madenler de yabancılara satılmıştır. Hatta iş o kadar ilerlemiştir ki tütün, yün ve ipek gibi para eden tarımsal ürünlerimizin bile ticareti yabancılar tarafından yapılmaktadır. Yabancılar bununla da kalmamış, İzmir bölgesinde Menderes ve Gediz nehirleri arasındaki verimli topraklarımızı bile satın almışlardır.

O dönemde yöneticiler varımızı yoğumuzu satın alan yabancılara kötü gözle bakmamışlar, bu işi devlet için bir gelir kaynağı olarak görmüşlerdir. Onların düşüncesine göre, bankacılık, ulaşım, iletişim, posta, elektrik, hava gazı gibi hizmetleri kimin verdiği önemli değildir.Önemli olan vatandaşın hizmet almasıdır. Hatta devlet, bu hizmetleri sağlayanlardan vergi alarak gelir bile elde etmektedir. Ancak dönemin yöneticilerinin gözden kaçırdığı önemli bir nokta vardır. Yabancılar bu hizmetlerden elde ettikleri geliri yurt dışına transfer etmekte Osmanlı topraklarında yatırıma dönüştürmemektedir. Çünkü Osmanlıda yeni yatırıma ihtiyaç duyan bir ekonomik yapı kalmamıştır. Halkın alım gücü çok zayıf olduğundan tüketme kapasitesi çok sınırlıdır. Devletin gelirleri ise ancak idari yapıyı ayakta tutmaya yetecek kadardır.

Ülkedeki şirketlerin yurt dışına kaynak transferinin üzerine, birde çarşı ve pazarlarımızı dolduran yabancı mallarına ödediğimiz paralar eklenince, yurt dışına kaçan para miktarı daha da artmıştır. Bu yüzden ülkede her zaman para kıtlığı çekilmiş, bu kısır döngüde ekonomi sürekli küçülmüştür. Küçülen ekonomiyle devletin toprak olarak küçülmesi doğru orantılıdır. Farklı etnik ve mezhep yapısına sahip olan topluluklar, daha iyi bir gelecek için başka arayışlar içine girmiştir. Özellikle halkın açlık sebebiyle isyan edip devletin zayıf düştüğü dönemlerde ülke toprak kaybetmiştir.

Bu süreçte Osmanlı devleti, vergi gelirlerini borç ödemesine ayırmak zorunda kalarak, ulaşım ve iletişim gibi stratejik sektörlerde söz hakkını yitirerek, yatırım ve üretimi canlandırabilecek finans kurumlarına hiç sahip olamayarak, önemli bir gelir kaynağı olan madenlerini satarak, yabancılara ticareti kontrol etme hakkı veren kapitülasyonları kabul ederek, ekonomik hayatın dışında kalmıştır. Elinde ekonomik yetkisi kalmayan padişahlar otomatikman devleti yönetme erklerini de kaybetmiştir. Bir devlet ekonomiye müdahale edecek araçlardan yoksun ise o ülke yarı sömürge demektir. Osmanlı önce yarı sömürge olmuş sonra borçlarının faizini ödeyemez duruma gelince de batmıştır.


-DEVAMI ALTTA
İletiyi düzenle

Ayçiçeği Sapı kıyıp Yer Hazırlamada Rötavatör Mü Yoksa Disktiller Mi ?

Ağırlıklı olarak çerezlik ayçekirdeği tarımı yapıyoruz her yıl ortalama 150 dekar yerimiz oluyor.Hasat sonrası sapları tırmıkla toplayıp kurudukdan sonra yakıyorduk.Tekrar kazayağı çekip tırmık çekiyoruz ama böyle çok zaman alıyor ve mazot sarfiyatı 4 lt leri buluyor.Hal böyle olunca Bizde Disktiller yada Rötavatör almaya karar verdik.Bölgemde 2 ürünüde kulanan var.Devir ayarsız rötavatörler dekara 2.5 lt gibi yakıyorlar.Disk tiller kullananlarda 800 gr.1 lt gibi yakıyorlar.Yalnız Disk tilleri 2 katta çeksen çerezlik sapı büyük ve kalın olunca rötavatördeki gibi işçilik yapamıyor.
Rötavatörde 2.90 Toscano ve matris markaları arasında kaldık.Toscanonun bölgeme yakın olması şanzımanı kendi yapmasından dolayı bu markaya daha yakınım.Matrisdeki şanzıman konya malı disan diye bir marka.
Disktillerde kimisi yaylıyı kimisi takozlu öneriyor ama ben yaylıda matris takozluda ise azim markası iyi diye duydum.Bunlarda da 20 li 56 çap çanak olur alırsak.
Fiyatlara gelirsek Rötavatör Ağır merdaneli 23500
Disktiller ise lama merdaneli 20000 civarında
Acaba siz Hangisini neden önerirsiniz yada neden önermezsiniz ?


41332

Filtrele


Hakkımızda

TrakKulüp, içinde 100.000'den fazla konuyu, 1.300.000'den fazla mesajı barındıran Türkiye'nin ilk ve en büyük traktör, tarım ekipmanları ve çiftçilik paylaşım sitesidir. 86.000 üyemiz gibi sizi de aramızda görmek isteriz.
Üst Alt