Rabobank: Tarım Emtiası 2021 Görünümü

Tarım emtiasında olağanüstü fiyat hareketlerinin görüldüğü, arz-talep-stok-fiyat dengesinin alt üst olduğu bir yılı geride bırakıyoruz.

Peki 2021 yılında bizi neler bekliyor?

Aynı dalgalı seyir devam edecek mi? Yoksa sular biraz daha durulacak mı?

Tarım emtiasında hangi ürün ve ülkelerin ismi ön plana çıkacak?

Rabobank Araştırma Birimi, tarım ve gıda sektörü açısından 2021 yılı görünümünü ve öngörülerini kapsayan son raporunu yayınladı.

Tarım Emtiası Genel Görünümü: 2021” başlıklı raporda öne çıkan noktaları sizlerle de paylaşmak istedik.

Tarımsal emtiada 2020’nin tam bir boğa piyasasına sahne olduğu ifade edilen raporda, tarım piyasasının Covid-19’un ekonomik ve sosyal sonuçlarına da bağışık kazandığının altı çiziliyor.

Kahve ve kakao gibi ürünlerde aşağı yönlü fiyat hareketlerine karşın tahıl grubu ve yağlı tohumlar tarafında birkaç yılın zirvesine ulaşıldığına dikkat çekilen raporda, palm yağı ve şekerin de oldukça iyi bir performans gösterdiğine vurgu yapılıyor.

Rabobank Araştırma Birimi, 2020 dönemi ve 2021 yılı için şu gelişmelerin altını çiziyor:

*** Spekülatörler, 2020'de rekor miktarda tarımsal emtia vadeli işlem sözleşmeleri (future contract) satın alarak fiyatları yükseltti. Mali ve parasal teşvik, devlet tahvillerinden para akışı yarattığı için çok sayıda yatırımcı, tarımsal emtiaya yatırım varlıkları olarak bakmaya başladı.






*** Mısır ve soya fasulyesi stoklarının 2020/21 sezonunda azalması beklendiğinden özellikle Çin'den çok güçlü bir talep geldi. Bu arada buğday stoklarında az da olsa küresel fazla görülüyor.

*** La Nina, çeşitli tarımsal ürünlerin bulunabilirliğini zorlaştırarak, dünyanın dört bir yanındaki çiftçiler için zorlu bir sürece işaret ediyor. La Nina, rekolteden verimliliğe kadar çiftçilere zorluk yaşatmaya devam edecek.

*** Pek çok ülke, özellikle buğday başta olmak üzere tarımsal emtia için yeterli iç tedarikini garanti altına almaya çalışıyor ve bu da mevcut stoklar üzerinde baskı yaratıyor ve fiyat artışlarını tetikliyor.

SPEKÜLASYON: PARA DUVARI TARIM EMTİASINI VURUYOR

Rabobank Araştırma Birimi, Haziran 2020'den Ekim ayına kadar, spekülatörlerin haftalık net uzun pozisyonlarını tarım ürünleri genelinde 22 hafta boyunca artırdığının altını çiziyor.

Tarım emtiasına yönelen söz konusu para akışının, ekonomik teşvik sürdükçe devam etmesi beklenirken, söz konusu teşvik sürecinin 2021 yılının ilk çeyreğinden önce sona ermesine çok olası gözle bakılmıyor.

LA NİNA YENİDEN SAHNEDE

Raporda, La Nina’nın dünyanın farklı bölgelerinde bazı olumsuz sonuçlarının çok daha görünür ve hissedilir olduğu kaydedilirken, tarım ürünleri fiyatlarındaki dalgalı ve yüksek seyri 2021 yılına taşımasına da yüksek olasılık olarak bakılıyor.

Zira Brezilya'nın güneyinde ve Arjantin'in bazı bölgelerindeki yaşanan kuraklık, şeker kamışı ve buğday gibi mahsulleri olumsuz etkilerken, soya fasulyesi ekimlerinde de zorluklar yarattı. Dolayısıyla Güney Amerika’da temel tarım mahsullerinde yüksek riskler devam ediyor.






Rapora göre, ABD’nin orta batı kesimi de yine kuraklıktan muzdarip ancak ABD’li çiftçiler yine de kışlık buğday ekimlerine devam etti. Bununla birlikte La Nina nedeniyle bu kış, kar yağışlarının yetersiz kalması ve kar örtüsü eksikliği, mahsulleri olumsuz etkileyebilir.

Yine Rus buğdayı için de benzer bir risk söz konusu. Rusya’da yetersiz kar yağışı senaryosu ve potansiyel bir kar örtüsü eksikliği önümüzdeki sezon düşük üretim ve dolayısıyla ihracat iştahında azalmaya neden olabilir.

HÜKÜMETLERİN 'GIDA ENFLASYONU' KAYGISI ARTIYOR

Artan gıda fiyatları birçok ülkenin endişe kaynağı ve dolayısıyla gıda enflasyonu birçok hükümetin ekonomik açıdan ana gündem maddelerinin başında yer almaya başlıyor.

Kuraklık başta olmak üzere olumsuz iklim koşulları ve pandemi sürecindeki spekülasyonların da etkisiyle tarım emtiasında fiyatlar 2020’de rekor seviyeleri test etti.

Dokuz ürün fiyatına dayalı olarak oluşturulan Bloomberg Tarım Spot Endeksi Nisan sonundan bu yana yaklaşık yüzde 30 arttı. Buğday, mısır, soya fasulyesi ve şekerdeki artışlarla birlikte endekste son dört yılın en yüksek seviyeleri görüldü.

Salgının zirve yaptığı ilk dalgada bireysel manada tüketicilerin gıda ürünlerini stoklamaya yönelmesinin 2021’de beklenmemesine karşın, ülkeler bazında tarım ve gıdayı “milli güvenlik meselesi” olarak gören devletlerin stok refleksinin hala oldukça güçlü olduğuna ve trendin devam ettiğine vurgu yapılıyor.

Örneğin Çin’in 2018-2019 sezonunun tamamında ithal ettiği toplam buğdaydan daha fazlasını sadece bu yılın Ağustos-Ekim dönemindeki 3 aylık süre zarfında ithal ettiğine dikkat çekiliyor.

Bu konuda elini çabuk tutan ülkelerden bir tanesi de Ukrayna. Tahıl ihracatında kota kararı alan Ukrayna’nın bu hamlesi de fiyatların seyrinde önemli bir etki yarattı.






Konuya Türkiye özelinde bakarsak, yılsonuna kadar buğday, arpa ve mısır ithalatında gümrük vergilerinin indirilmesi ve benzer hamleyi ayçiçeği tarafında yaptığını da hatırlatmak lazım.

Tabi her ülkenin mutfak kültüne göre öncelikleri değişiyor.

Mesela Hindistan da Hint mutfağının olmazsa olmazı olarak nitelenen kuru soğan stoklarını artırma yoluna gitti.

JEOPOLİTİK RİSKLERİN FİYATLARA OLASI ETKİLERİ

Raporda, tarımsal tedarik zincirlerinin, belirli limanlarda kısa süreli gecikmeler ve çok az sayıdaki yerel sorunlar dışında 2020'de oldukça başarılı bir performans gösterdiğinin altı çiziliyor. Bu da tarım sektörünü, çoğunlukla uluslararası ticaretteki küresel düşüşün dışında tuttu.

Rapora göre, Trump döneminde iyice gerilen ABD-Çin ilişkileri muhtemelen Biden döneminde de gergin olmaya devam edeceği için 2021'e bakış “çok belirsiz” olarak niteleniyor. 2021’in ilk çeyreğinde Brezilya’da başlayacak olan soya fasulyesi hasadı da Çin’in ABD ile ilişkileri ve soya talebine paralel olarak fiyat tarafında belirsizlik öngörülebilirliği azaltıyor.

Öte yandan Rabobank, ABD Dolarında bir iyileşme bekliyor ve bu da ABD tarım ürünleri için fiyatların düşmesine neden olabilir. Ancak aynı senaryo Brezilya için geçerli değil, Brezilya Realinin 2020’deki zayıf seviyelerine geri dönmesi beklenmiyor.

ENERJİ PİYASASINDAKİ DENGELER

Rapora göre, COVID-19 salgınının devam eden ve uzun vadeli etkileri göz önüne alındığında, 2021’de petrol piyasalarının görünümünün 2020’den çok da farklı olmayacağı görüşü hakim.

Özellikle son kullanıcı tarafındaki zayıf talebin, pandeminin başlangıcından bu yana görülen çok düşük rafinaj marjlarına yansıdığı kaydedilen raporda, 2021'de Brent petrolün ılımlı bir artışla 40 doların ortalarında seyretmesi bekleniyor. Ilımlı artışa gerekçe olarak da küresel ekonomide beklenen toparlanma sinyalleri ve yatırımcıların emtiaya olan olası ilgisi gösteriliyor.






ÇEYREKSEL BAZDA TARIM EMTİASINDA FİYAT TAHMİN TRENDLERİ

Rabobank’ın 2021 yılı için çeyreksel bazda tarım emtia ortalama fiyat tahminlerine bakıldığında buğdayda özellikle ikinci çeyrekten sonra kısmi bir gevşeme olması tahmin ediliyor.

Mısırda 2021 ilk çeyreğine kadar yükseliş trendi öngörülürken, ikinci çeyrek ve sonrasında yataya yakın kısmi bir düşüş beklentisi hakim.

Soyada ise 2021 ilk çeyreğine kadar yükselişin devam etmesi beklenirken, ikinci çeyrek ve sonrasında yine yataya yakın kısmi bir düşüş beklentisi hakim. 2021 son çeyreğinde yeniden, bu yılın son çeyreğindekine yakın bir performans bekleniyor.

Palm yağında ise 2020 son çeyreğinde en yüksek seviyelerin görülmesinin ardından 2021 ilk çeyrekten sonra kısmi bir gerileme trendi öngörülüyor.

Şekerde 2020 son çeyreğinde yüksek seviyelerin görülmesinin ardından 2021 ilk çeyrekten üçüncü çeyreğe kadar bir gerileme ve 2021 son çeyrekte yukarı yönlü bir hareket beklentisi hakim.

Tabii bu tahminler bugünün mevcut koşulları ışığında oluşturulmuş. Bugünlerde oldukça öngörülemez bir süreç ve oynak bir piyasa söz konusu. Bu da mevcut tahminlerin kısa sürede değişmesi için yeterli bir sebep.

Biz sadece 43 sayfalık güncel bir rapor üzerinden tablonun anlık görünümünü sizlerle özet halinde paylaşmak istedik.

Gelişmeleri hep birlikte takip edip, analiz edeceğiz.

İrfan Donat – Bloomberg HT Tarım Editörü

Sebze Ve Meyve Fiyatları %59 artti

Antalya Ticaret Borsası (ATB), Kasım ayı Antalya Halleri Domates, Sebze ve Meyve Endeksini açıkladı.

Kaynak Linki = https://www.tarimpusulasi.com/haber/sebze-ve-meyve-fiyatlari-yuzde-59-artti

Antalya Ticaret Borsası (ATB), Kasım ayı Antalya Halleri Domates, Sebze ve Meyve Endeksini açıkladı. Antalya hallerinde işlem gören domates, sebze ve meyvelerin işlem miktar ve fiyatlarıyla ilgili endeks değerleri, 2020 Kasım ayında bir önceki aya göre ve geçen yılın aynı ayına göre aşağıda verilen tablodaki gibi değişti. Antalya Halleri Endeks Değişimleri Tablosu (2015=100) Kasım ayında miktar endeksleri bir önceki aya göre (aylık) domateste %109.81, sebzede %61.67 ve meyvede %3.26 arttı. Geçen yılın aynı ayına göre (yıllık) ise domateste % -48.62, sebzede % -41.67 ve meyvede % -25.53 azaldı. Kasım ayında fiyat endeksleri bir önceki aya göre domateste %27.82, sebzede %40.72 ve meyvede %-2.66 artarken, geçen yılın aynı ayına göre ise domateste %74.85, sebzede %69.61 ve meyvede %48.10 artış gösterdi. Sebze ve meyve işlem miktarları Kasım ayında, bir önceki aya göre ortalama %32.5 düzeyinde arttı. Geçen yılın aynı ayına göre ise (yıllık) ortalama olarak %-33.6 düzeyinde azaldı. Sebze ve meyve işlem fiyatları Kasım ayında bir önceki aya göre ortalama olarak %19.03 düzeyinde artarken, geçen yılın aynı ayına göre işlem fiyatları ortalama %58.86 düzeyinde artış gösterdi. Domates miktar endeksinde son 5 yılın Kasım aylarındaki rekor yıllık değişim %-48.62 azalışla ve fiyatta ise ikinci en yüksek değer olan %74.85 artışla 2020 yılında gerçekleşti. Sebze miktar ve fiyat endekslerinde son 5 yılın Kasım aylarındaki rekor yıllık değişimler, miktarda %-41.67 azalışla ve fiyatta ise %69.61 artışla 2020 yılında gerçekleşti. Meyve miktar ve fiyat endekslerinde son 5 yılın Kasım aylarındaki rekor yıllık değişimler, miktarda %-25.53 azalışla ve fiyatta %48.10 artışla 2020 yılında gerçekleşti. Aylık gerçekleşmeler aşağıdaki şekillerde yer alıyor: Bir önceki aya göre domates işlem miktar endeksi, Kasım ayında %109.81 artış gösterirken, geçen yıldaki % 92.83’lük artışı geçti. İşlem fiyatı endeksi ise bir önceki aya göre %27.82 artış göstermiş olmasına rağmen Mayıs ayından bu yana sürdürdüğü artış eğilimini düşürdü. Aylık değişimde, geçen yılın Kasım ayındaki %75.81’lik artışın yaklaşık 1/3’ü kadar gerçekleşme oldu. Eylül ve Ekim aylarındaki geçen yılın üzerinde olan gerçekleşmeler, bu ay tersine döndü. Bir önceki aya göre sebze işlem miktar endeksi, Kasım ayında %61.67 ile artış eğilimini sürdürürken, geçen yılın seviyesiyle benzer düzeyde gerçekleşti. İşlem fiyat endeksi ise bir önceki aya göre %40.72 yükselirken, geçen yıldaki %32.68’lik fiyat artışını da aştı. Bir önceki aya göre meyve işlem miktar endeksi, Kasım ayında %3.26 yükseliş gösterdi. Bu yükseliş, geçen yıldaki %-8.11’lik düşüşün üzerinde gerçekleşti.

Kaynak Linki = https://www.tarimpusulasi.com/haber/sebze-ve-meyve-fiyatlari-yuzde-59-artti-32592

PANDEMİ VE FELAKETLER İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ALGISINI DEĞİŞTİRİYOR


Tarım Dünyasından - Ali Ekber Yıldırım

Tarım
İklim Değişikliği

PANDEMİ VE FELAKETLER İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ALGISINI DEĞİŞTİRİYOR​

Geçmiş yıllardaki araştırma sonuçları da dikkate alındığında, koronavirüsle birlikte iklim değişikliğinin sadece çevre sorunu olmadığı, yaşamın her alanında etkili olduğu algısı güçleniyor. Tarım, öne çıkıyor. Bu nedenle araştırmada en çok yatırım yapılması gereken alan olarak tarım ilk sırada yer alıyor.
Yazar
Ali Ekber Yıldırım
-
7:15 | 02 Aralık 2020


iklim-degisikligi-696x474.jpg
İklim değişikliği pandemiden daha tehlikeli

İklim değişikliği, yıllarca, buzulların erimesi, kutuplarda yaşamın tehlike altında olması şeklinde algılandı. İnsanlar kendi yaşamına doğrudan bir etki olmayınca beklenen duyarlılık yeterince gösterilmedi. Televizyondan buzulların erimesi ve kutup ayılarının yaşamının tehlikede olmasını haber olarak izlerken etkilendi, üzüldü. Televizyonu kapatınca unuttu.
Ne zamanki, iklime bağlı hava değişiklikleri, felaketler ve nihayetinde dünyayı esir alan Koronavirüs(COVİD-19) pandemisi herkesin günlük yaşamını doğrudan etkiledi, o zaman iklim değişikliğine bakış açısı da büyük oranda değişmeye başladı. İklim değişikliği algısı tümüyle değişti. Elbette bunu yaygın anlamda söylüyorum. İklim değişikliği konusundaki duyarlılığı en üst düzeyde tutan örgütler, kurumlar, kişiler yıllardır bu konuda ciddi mücadele veriyor. Bunun tanığıyız.
Pandemi ve artan felaketlerle birlikte insanlar, yaşanan bu felaketlerin, çevrenin, doğal yaşamın tahribatının iklim değişikliğinden kaynaklandığına daha fazla inanmaya başladı.
İklim Haber ve Konda’nın ortaklaşa gerçekleştirdiği, “Türkiye’de İklim Değişikliği ve Çevre Sorunları Algısı 2020” araştırması bu algının nasıl değiştiğine ilişkin önemli ipuçları veriyor.

Endişenin kaynağı, yaşanan olumsuzluklar​

Araştırmaya katılanların yüzde 70’ni iklim değişikliğinden endişeli olduğunu belirtiyor. Endişeli, çünkü kendi yaşamını da doğrudan etkileyecek noktaya gelindi. Enerji ve madencilik konusundaki sorulara verilen yanıtlar da yine bu bağlamda değerlendirilmeli. Enerji santrallerinin özellikle Hidroelektrik Santralleri (HES) ve ülkenin bir çok yerindeki maden ve taş ocakları faaliyetleri insanların günlük yaşamını, üretim alanlarını, gıdasını, suyunu tehdit ediyor. Endişenin önemli kaynaklarından birisi de budur.
Araştırmaya katılanların yüzde 70’inden fazlasının hidroelektrik santrallerini doğaya ve köylüye zararı olduğunu ve kurulmaması gerektiğini söylemesi, yüzde 85’inin kesinlikle ormanların, ağaçların kesilmemesi, yüzde 76’sının madenlerin ekonomiye kazandırılmasında çevre kirliliğinin göz ardı edilmesine karşı olması birden bire oluşan bir tutum veya algı değil. İnsanlar hidroelektrik santrallerinin, madenlerin yarattığı tahribatı günlük yaşamlarında hissediyor, olumsuz etkileniyor. Ormanlık alanların yok edilmesinin iklim değişikliğine neden olduğunu biliyor. Termik santrallerinin zararını yaşayarak hissediyor. Bu nedenle toplumda bir duyarlılık oluştu.

İklim değişikliği sadece çevre sorunu değil​

Geçmiş yıllardaki araştırma sonuçları da dikkate alındığında, koronavirüsle birlikte iklim değişikliğinin sadece çevre sorunu olmadığı, yaşamın her alanında etkili olduğu algısı da güçleniyor. Tarım konusu öne çıkıyor. Bu nedenle araştırmada en çok yatırım yapılması gereken alan olarak tarım ilk sırada yer alıyor.
Yaklaşık çeyrek asırdır tarım yazan bir gazeteci olarak son dönemde tarımda da iklim değişikliği algısının değiştiğini, çiftçiler arasında farklı terimlerle olsa da daha çok konuşulduğuna tanık oluyoruz.
Kırsalda yaşayanların, tarımsal üretim yapanların da eskiye göre daha çok endişeli olduğunu söyleyebilirim. Artan sel, fırtına, dolu, aşırı sıcaklık, kuraklık gibi düzensiz hava olayları tedirginlik yaratıyor.

Tarımsal üretim olumsuz etkiliyor​

Özellikle, bu yıl 15-25 Mayıs tarihlerinde Türkiye, dört mevsimi bir arada yaşadı. İklime bağlı olarak ani hava değişimi, aşırı, sıcak, soğuk, don, dolu ve sel felaketleri çok kısa sürede yaşandı.
Felaketlerden 50’den fazla il etkilendi. Önce 40 dereceyi aşan aşırı sıcak, sonra -1 dereceye kadar düşen aşırı soğuk, dolu, don, fırtına bitkisel üretime büyük zarar verdi
Aşırı sıcak Akdeniz Bölgesi’nde erkenci mandalina, portakal ve bazı limon çeşitlerinde büyük hasara neden oldu. Eskişehir, Kütahya, Afyon ve Konya’nın bir bölümünde aşırı soğuk ve don nedeniyle mısır, ayçiçeği, patates, domates, salatalık, kabak, ceviz ve diğer ürünler zarar gördü.
Antalya ve Mersin’de etkili olan fırtına seralarda tahribata neden oldu. Tarımsal üretimin önemli merkezlerinden Antalya’da son yıllarda sel, fırtına, hortum gibi felaketler daha sık yaşanmaya başlandı. Üretim biçiminde, ürün deseninde değişimler gözlemleniyor. Tropikal meyve yetiştiriciliği yaygınlaşıyor.
Bir çok bölgede kuraklık etkili oldu. Yağış olmaması nedeniyle ürünlerde verim kaybı, kalite sorunu ortaya çıktı. Sadece zeytinde verim kaybı yüzde 20’yi aştı. Zeytinde,fındıkta ve diğer bazı ürünlerde hasat yaklaşık 1 ay gecikti.
Karadeniz Bölgesi’nde, Marmara’da, ve diğer bazı bölgelerde aşırı yağışlar can aldı.
Bütün bu gelişmeler iklim değişikliği konusundaki algının değişmesine, insanların bu konuda daha duyarlı olmasına ve alınacak önlemler, yapılacak çalışmalar, eylemler konusunda daha duyarlı ve katılımcı olmasını sağlıyor.

Avrupa Birliği’nin önlemleri​

Tarım sektörü, iklim değişikliğine neden olan ama aynı zamanda iklim değişikliğinden en çok etkilenen sektörlerden birisi. Tarım konusunda yapılacak çalışmalar bu yönüyle çok önemli. Avrupa Birliği bu konuda örnek olabilecek önemli adımlar atıyor.
Avrupa Birliği, “Çiftlikten Çatala Stratejisi” çerçevesinde kimyasal pestisit kullanımı yüzde 50 azaltılacak. Besin kayıpları yarı yarıya azaltılacak. Gübre kullanımı yüzde 20 azaltılacak. Organik tarım alanları yüzde 25’e çıkarılacak.
Biyoçeşitlilik Stratejisi çerçevesinde 2030’a kadar tarım alanlarının en az yüzde 10’unun yüksek biyoçeşitliliğe sahip alanlar olacak. Çiftlik hayvanları ve su ürünlerinde antibiyotik kullanımı yüzde 50 azaltılacak. En az 3 milyar yeni ağaç dikilmesi planlanıyor. Avrupa Birliği’nin kara ve deniz alanlarının asgaride yüzde 30’unun yasal olarak korunması ve ekolojik koridorların birbirine bağlanması öngörülüyor.
Türkiye genel olarak Avrupa Birliği’ndeki uygulamaları takip ediyor, bu uygulamalar Türkiye açısından da önemli hedefler.
Özetle, iklim değiştikçe ve günlük yaşamı daha olumsuz etkilediği için iklim değişikliği algısı da değişiyor. Dünya çapında etkili olan pandemi(COVİD-19) ve felaketler bu algının değişmesinde daha önemli rol oynadığı söylenebilir. Değişen bu algının gezegen için çok iyi değerlendirilmesi gerekiyor.

Kars’ta çiftçinin ahırındaki hayvanlar yediemine alındı

Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçlarından dolayı Kars'ın Akyaka ilçesine bağlı Büyük Pirveli köyünde, çiftinin ahırındaki hayvanlar icra memurları tarafından yediemine alındı.


Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından çiftçinin ekmek tekneleri bir bir haczedilmeye devam ediliyor. Geçtiğimiz hafta, jandarma, avukatlar ve icra memurları ile Amasya’nın Merkeze bağlı Kızılca Köyünde çiftçinin traktörleri haczedilirken, bugün de Kars’ın Akyaka ilçesine bağlı Büyük Pirveli köyünde çiftçilerin ahırındaki hayvanları yediemine alınırken, hayvancılıkta kullandıkları pikapları da icra memurları tarafından haczedildi.

tarYmyeni_2.jpg


YÜKSEK FAİZ BİZİ BİTİRDİ!




Büyük Pirveli köyünde hayvancılıkla uğraşan köylüler, duruma isyan ederken, sorunlarına acilen bir çözüm bulunmasını istiyorlar. Ahırındaki hayvanları yediemine alınan köylü, jandarma, avukatlar ve icra memurlarının baskın yapar gibi köye geldiklerini ve kendilerinin de önce bir şey anlamadıklarını dile getirerek, “Borçlarımızı daha önce yapılandırdık, bir kısmını ödedik ancak bizden çok yüksek faiz alıyorlar. Ödeyebilecek durumumuz olsa zaten öderdik. Tarımdan Haber aracılığıyla yetkililere sesleniyorum; bizim borçlarımızın faizleri silinsin zaten bu faizler haksız yere alınıyor. Ana paramızı da bir süre tanısınlar bu borcumuzu ödeyelim” dedi.


HABER OLMAMASI İÇİN FOTOĞRAF VE GÖRÜNTÜ ÇEKİLMESİNE İZİN VERİLMEDİ

İcra memurları köyde icra ve yedieminle ilgili işlemleri yaparken, köylülerin fotoğraf ve görüntü çekmesine de izin verilmedi. Söz konusu fotoğraflar da yetkililerden habersiz bir şekilde çekilebildi.

Tarm92 arpa çıkışları

Selamın aleyküm. öncelikle bu işe yeni başladık. Ekim ayının ortalarında dönüm başına 20 kg Dap ile 23-24 kg sertifikalı Tarm92 ektik. Üstüne silindir çektik. Yağışları kasımın 1 veya 2 haftasinda almaya başladı. 1 Aralıkta durum fotoğraflardaki gibi. Çıkışlarda bir sorun gözüküyor mu, tarlaların bazı kısımları çıkışta güçlük çekiyor gibi ? 23-24 kg sertifikalı tohum yeterli midir?

Bu aşamadan sonra en iyi verim için hangi uygulamalari tavsiye edersiniz ?

En son fotoğrafta solda kalan taraf bizim tarla, sağda daha yeşil gözüken bizim tarlamiz değil ve onlar silindir uygulaması yapmadi ekimden sonra.
20201202_165709.jpg
20201202_165728.jpg
20201202_165746.jpg
20201202_165809.jpg
20201202_165829.jpg
20201202_165847.jpg
20201202_165935.jpg
20201202_165907.jpg

Tapusuz tarla

Kütahya/Altıntaş bölgesi tapusuz tarlaları (mera) almaya baslamıslar.
Valilik ve kaymakamlıgın emri ile bugun ip çekmeye baslamıslar.
Tahminen koyun çobanların şikayeti üzerine baslandı.
Benim bildiğim kadarı ile köyümüzdeki hatta bölgede bütün çiftçi tarlalarının en az %30 u tapusuz yani mera diye geçiyor herkeste buralardan yıllardır geçimini sağlıyor. Belki 50-100 yıllık mesele.
Herkesin hakkında hayırlısı neyse o olsun diyorum. Allah mağdur olanlara yardım etsin.

Soru : Acaba el birliği yapıp bu tapusuz tarlaları geri alma ihtimalimiz olabilirmi. Fiyat karsılıgında.

Case Jx70 Hakkında

Merhaba abiler. Bizde bi jx65c var birde türk fiat 480. Caseden çok memnunuz her işimize koşuyor. 480 den de memnunuz ama şu ara biraz masrafı var işi olmadığı için bekletiyoruz(baskı balata değişecek stop etmeden kuyruk miline geçmiyor balatası bitik diferansiyelden ses geliyor göbekten yağ kaçırıyor) Case ağır işlerde, 480 ise gübre atıyor ilaçlama yapıyor duruma göre remork taşıyor hepinizin tahmin ettiği üzere. Abim ve ben şehir dışındayız abim çalışıyor ben üniversite öğrencisiyim. Yazın burdayım tarla işleri bana kalıyor. Sezon içinde de iş olursa babam çağırır ben gelir iki üç günde beraber yaparız.
İki şoför olduğumuz zamanlar 480 e de takarız pulluğu iki traktör sürüyoruz.
Babamın bu durumdan hiç haberi yok ama ben diyorum ki 480i verip şunu alsak nasıl olur. Case JX65C 4'11 li alpler kullanıyoruz.
Jx70 de bayır olmadıktan sonra düzde 4'11 ya da 4'10 lu çeker diye düşünüyorum. Sonuç olarak bi çift işinde iş gücümüz bi traktör için %30-40 arası artar. Ekin de eker. Çünkü 480 de tek çıkış var. Velhasıl kelam bu jx70 nasıldır? Kronik sorunu var mıdır?Motoru şanzımanı vs. dediğim işler için olur mu?
Teşekkür ederim
Takip ettiğim jx70

Özsu Marka Çeltik kuruma makinesi fiyatları

Merhaba,

%50 devlet hibe desteği haberinden sonra Özsu firmasını arayıp güncel fiyatları öğrendim. Sizlerle paylaşmak istedim.

2 ay öncesine göre fiyatlar %30 a yakın artmış durumda.

Nakliye, kurulum dahil. 31.12.2020 ye kadar geçerli fiyatlar.

18m3, 10-12 ton, 330.000 TL
25m3, 15-17 ton, 365.000 TL
33m3, 21-24 ton, 385.000 TL

Metaller de tahıllar da yeni yıl için 'iyimser'

Ekonomik büyümenin güçlenmesiyle emtia fiyatlarının yükselişini sürdürmesi bekleniyor.​

Evrim Küçükevrim.kucuk@dunya.com
GÜNCELLEME01 Aralık 2020 08:15


Takip Et

ABD seçimlerinin sonucu, Çin’de toparlanma ve korona aşısı umudu küresel ekonomiye iyimserlik tohumları attı. Bu iyimserlik emtia piyasalarına yükseliş olarak yansıyor. Metal, tarım ve enerji enstrümanlarını takip eden CRB endeksi son 1 ay içinde yüzde 11 yükseldi. Sayılı günlerin kaldığı 2021 yılı için de emtia piyasalarında ekonomik iyimserlik fiyatlanıyor. Dolarda beklenen gevşemenin de etkisiyle başta metaller olmak üzere emtia fiyatlarında yukarı hareketin korunacağı tahmin ediliyor.
Aşının ilk etapta acil gereksinimi olanlara dağıtılmasıyla gelecek aylarda COVID-19 ile mücadeleye yönelik kısıtlamalarının önemli ölçüde azalacağı, aşıların yaygın olarak kullanılmasıyla ekonominin 2022’de normale dönmesi beklentisi oluştu. Finans kuruluşlarına göre, bu da önümüzdeki yılın ikinci çeyreğinden itibaren ABD ve Euro Bölgesi’nde hızlı ekonomik büyümeyi tetikleyecek. Çin’deki ekonomik toparlanma güçlenerek devam edecek. Analistlere göre üretimin artması 2021’de birçok emtia ürününde yükseliş eğiliminin sürmesine yardımcı olacak.
Temel metal fiyatları gelecek yıl 2020’ye yüzlerce dolar fark atacak
Bu görüşe katılan Hollanda merkezli ABN Amro, 2021 yılı emtia piyasalarına ilişkin kapsamlı bir rapor yayınladı. Gelecek yıl bakır, alüminyum, nikel ve çinko fiyatlarının artmaya devam edeceği tahmin ediliyor. Şu sıralar 2014’ten bu yana en yüksek seviyeye gelen bakırın ortalama fiyatının bu yılki 6.080 dolar/ton seviyesinden 7.266 dolara çıkmasını bekleyen banka, alüminyumun ortalama fiyatında 264 dolar, nikelde 2.798 dolar ve çinko fiyatında 491 dolar artış öngörüyor. Çelik fiyatlarının gelecek yıl yükselmeye devam edeceği, demir cevherinin ise 2021’e güçlü başladıktan sonra yılın ikinci yarısında gevşeyerek bu yıla yakın bir fiyat ortalamasından alıcı bulacağı belirtiliyor.
Kahve hariç tarım ürünlerinin fiyatında yükseliş sürecek
Tarım ürünlerine bakıldığında buğday, mısır, soya fasulyesi ve şeker fiyatlarında yükseliş bekleniyor. Kakao piyasasında fiyat artışlarının sınırlı olması, kahve fiyatlarının ise bu yıla kıyasla gerileyeceği tahmin ediliyor. ABN Amro’nun 2021 yılı emtia piyasası raporundaki değerlendirmeler şöyle:
grf-OKKY.jpg

Demir/çelik, Avrupa ve ABD’de baskı altında kalabilir
Yaklaşan kış mevsiminde Çin’de, ABD’de ve AB’de inşaat sektörünün yavaşlaması bekleniyor. İmalat sektörünün talebi ise gücünü koruyacak. Yine de Avrupa ve ABD’de COVID-19’dan ötürü talep baskı altında kalabilir. Ayrıca ikinci dalga, söz konusu iki bölgede çelik sektöründeki toparlanmayı biraz geciktirebilir. Şu an için talep seviyesi biraz düşük. Çin’e bakıldığında ise çelik sektörünün görünümü uzun vadede gelecek vaat ediyor. Çin’de 2021’de hızlı büyümenin çelik sektörüne önemli bir destek sağlayacağı tahmin ediliyor. Ülkede hükümetin yüklü altyapı ve inşaat harcamaları sektörü besliyor. ABD ve AB’de ise 2021’in ilk çeyreğine kadar çelikte güçlü bir toparlanma öngörülmüyor. Çin’in talebi demir cevheri fiyatlarını son ayda son 7 yılın en yüksek seviyesine getirdi. Stok düşerken artan talep fiyatları yükseltiyor. Uzun vadede ise artan tedarik fiyatlarda baskı yaratabilir. Kömür piyasasında da Çin etkisi görülüyor. Ülkenin ithalata getirdiği kısıtlamalar kok kömürü fiyatının gerilemesine yol açtı. Ancak Hindistan’ın talebinin artması, buna karşın en büyük üreticilerden Avustralya’nın arzının azalmasıyla fiyatların yeniden yönünü yukarı çevirmesi bekleniyor.
Temel metallerin lokomotifi Çin ve teşvikler
Mali teşvik umutlarını artıran ABD seçimlerinin sonucu ve aşıya ilişkin pozitif haberler, yatırımcıyı keyiflendirdi. Borsa endeksleri son ayların en yüksek seviyesini görürken diğer yandan temel fiyatları yılın ikinci yarısında başlayan yükselişini sürdürüyor. Sün 1 ay içinde endüstriyel metal fiyatları ortalama yüzde 5 değer kazandı. Çin’deki makroekonomik trendler temel metalde belirleyici olacak. Çin’de makroekonomik veriler ve ekonomik aktivite pozitif olduğu sürece yatırımcı risk almaya devam edebilir. Yine de emtianın önüne bazı engeller çıkabilir. ABD ile Avrupa’da yeni Koronavirüs vakaları halen endişe verici boyutta ve şu an uygulanmakta olan COVID-19 kısıtlamaları ekonomi üzerinde bir süre daha baskı oluşturmaya devam edecek. Bundan ötürü ekonomik belirsizliğin etkisini tam olarak kestirmek zor. Bu da fiyatlarda oynaklık yaratabilir. Çin tarafında ise büyümenin güçlenmesi beklentisi var. Çin’in metal talebinin artması, fiyatlara sağlam bir zemin oluşturabilir. 2021’de dolarda beklenen zayıflama da metallerin cazibesini artırarak fiyatları tetikleyebilir.
bakir-QkL5.jpg

Tarımsal emtia, Çin’in talebi ve kötü hava şartlarıyla yükselecek
Tahıl piyasalarında fiyatlarda artış beklentisi korunuyor. Buğdayda yukarı yönlü risklerin kaynağı ABD ve Rusya’daki kuraklık. Bunun yanında Çin’in artan talebi ve azalan stok fiyatlarda enflasyon yaratıyor. Ülkenin artan yem kullanımı, mısır fiyatlarını da yükseltiyor. Çin talebi ve önde gelen üreticilerden Brezilya’da kuraklık nedeniyle ivme kazanan soya fasulyesi fiyatlarında artışların süreceği tahmin ediliyor. Olumsuz hava koşulları küresel şeker piyasasında endişe yaratıyor. Çin gibi büyük ekonomilerin artan ithalatı fiyatları yükseltiyor. Hindistan’da ihracata sağlanan sübvansiyonların azalacağı beklentisi de kaygı yaratıyor. Kakao piyasasında COVID-19 döneminde azalan talep bir süre daha baskı altında kalacak. Arzın bol olması fiyatlarda baskı yaratıyor. Öte taraftan başlıca üreticilerden Fildişi Sahillerindeki siyasi istikrarsızlık dönem dönem arz endişesi yaratarak fiyatlarda oynaklığı artırıyor. Kahve piyasasında; kötü hava koşulları, stoklardaki dalgalanma, döviz kurundaki değişimler oynaklık yaratıyor. Teknik görünüm zayıf. Fiyatların düşük kalması bekleniyor.

Bu Arada Arpaların Son Hali

Kasım ayının ilk haftasında 26-27 kg/da 20.20.0+15(SO3) taban gübresiyle ekimi yapıldı. Tohum olarak da 25 kg/da ortalaması ile adını bilmediğim altı sıralı bir çeşidi kullandık. Aralık ayının son haftasında da 10-13 kg/da ÜRE kullanılacak. Daha sonra ise duruma göre AS ve CAN kullanılacak. Herhangi bir verim hedefim yok!


14 Kasım



01 Aralık

KATAR İLE SU ANLAŞMASI’NI İMZALAYAN BAKAN PAKDEMİRLİ’DEN ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR

KATAR İLE SU ANLAŞMASI’NI İMZALAYAN BAKAN PAKDEMİRLİ’DEN ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR
Su Yönetimi Mutabakat Zaptı'nı Türkiye adına imzalayan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Katar'ın Türkiye'de değil, Türkiye'nin Katar'da su yönetimi konusunda çalışmalar yapacağını söyledi.
Yazar
Ali Ekber Yıldırım
-
7:15 | 01 Aralık 2020


Katar-ile-su-anlasmasi-696x362.jpg


Türkiye ile Katar arasında 10 yeni anlaşma imzalandı. Bu anlaşmalar arasında en çok tartışılanı Su Yönetimi Anlaşması oldu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuğu olarak 25 Kasım’da Ankara’ya gelen Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani’nin katıldığı imza töreninde “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Katar Devleti Hükümeti Arasında Su Yönetimi Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptı” imzalandı.

Su Yönetimi Katar’a mı devredilecek?​

Su Yönetimi Mutabakat Zaptı’nın imzalanması akıllara bir çok soru getirdi. Türkiye’nin su yönetiminin Katar’a devredileceği iddia edildi. Su sorunu yaşayan ve gıda konusunda ambargolar nedeniyle sıkıntı yaşayan Katar’ın, Türkiye’de su yönetiminde söz sahibi olacağı ve ihtiyacı olan gıdayı burada üreterek ülkesine götüreceği, hatta Türkiye’nin suyunun Katar’a taşınabileceği bile dile getirildi.

Türkiye’nin bilgi birikimi ve deneyimi var​

Su Yönetimi Mutabakat Zaptı’nı Türkiye adına imzalayan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Katar’ın Türkiye’de değil, Türkiye’nin Katar’da su yönetimi konusunda çalışmalar yapacağını söyledi.
Telefonla görüştüğümüz Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, bir çok ülke ile “Su Yönetimi Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptı” imzaladıklarını belirterek, Katar ile imzalanan mutabakat zaptının diğerlerinden farklı olmadığını söyledi. Bu tür anlaşmaların gelişmiş ülkelerle de yapılabileceğini hatırlatan Pakdemirli: “Gelişmiş ülkeler bu konuyu 1950’li yıllarda çözdükleri için, Türkiye su yönetimi konusunda en güncel bilgiye ve teknolojiye sahip. Bu nedenle ülkeler bizimle bu konuda işbirliği yapmak itiyor. Biz de bu konudaki birikimimizi hem yurt içinde hem de yurt dışında etkin olarak kullanılması için çalışıyoruz. Su barışa vesile olsun ilkesi ile bu çalışmaları biz bir çok ülke ile yapıyoruz. Afrika’daki çalışmalarımız uluslararası düzeyde takdir görüyor.” dedi.

Çok yönlü işbirliği olacak​

Katar ile entegre su kaynaklarının yönetimi kapsamında su kaynaklarını korumak ve geliştirmek için çalışmalar yapılacağını vurgulayan Pakdemirli, su politikalarında izlenecek strateji ve işbirliği, bunun gıda ile ilişkilendirilmesi, yeraltı su kaynaklarının, atık suların yönetimi gibi bir çok alanda işbirliği yapılacağını anlattı.
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli azda olsa Katar’da da yağış olduğunu ve etrafının denizlerle çevrili olduğunu belirterek, hem yağış sularının daha verimli değerlendirilmesi hem de deniz suyunun arıtılması konusunda Katar’da çalışma yapılacağını anlattı.

Türkiye, Katar’da su yönetimi yapacak​

“Su yönetimi konusunda biz Katar’da çalışma mı yapacağız?” sorumuza Pakdemirli şu yanıtı verdi: ” Evet biz orada çalışacağız. Bilgi birikimimiz ile, teknolojimizle Katar’da çalışmalar yapacağız.”

DSİ için Katar ile özel bir çalışma şimdilik yok​

Devlet Su İşleri’nin su yönetiminin, işletmelerinin devrinin konuşulduğunu hatırlatmamız üzerine ise Bakan Pakdemirli şunları söyledi: ” Devlet Su İşleri ülkemizin güzide kuruluşlarından birisi. Devlet Su İşleri’nin yaşaması faaliyetlerini sürdürmesi için tarımsal sulamada etkinliğini artırması için her türlü çalışmayı yapıyoruz. Katar’ın yatırımcı veya işletmeci olarak Devlet Su İşleri ile ilgili bir çalışma şu an için yok. Bütçe dışında kaynak yaratılması sistemleri konusunda hep çalışıyoruz. Kaynak oluşturacak bir sistem üzerinde her zaman çalışılıyor. Ama bununla ilgili özel olarak Katar üzerinden yapılan bir çalışma yok.”

Sulama yatırım bütçesi 9 milyar lira arttı​

2021 yılında sulama yatırımlarının artırılması konusunda bütçe içinde kalarak ciddi bir atılım yapılacağını anlatan Pakdemirli, 6 milyar lira olan sulama yatırımları 15 milyar liraya geldi. Yani 9 milyar liralık bir artış olacak.” dedi.

Mutabakat zaptının ayrıntıları​

Tarım ve Orman bakanlığı tarafından daha önce Anadolu Ajansı’na yapılan açıklamada Katar ile imzalanan “Su Yönetimi Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptı” hakkında şu bilgilere yer verilmişti:
— Söz konusu mutabakat zaptı ile tarafların su yönetimi alanındaki teknolojik ve bilimsel yeteneklerinin güçlendirilmesi, ortak çıkarlar ve bütünleyici etkinlik temelinde iki ülke arasında su yönetimi alanında iş birliğinin artırılması ve bunun teşvik edilmesi amaçlanıyor.
— Entegre su kaynakları yönetimi kapsamında su kaynaklarını korumak ve geliştirmek, su kalitesini ve miktarını izlemek hususlarında deneyim ve teknoloji paylaşımı da iş birliği başlıkları arasında bulunuyor.
— Su kaynaklarını geliştirmek için en son teknolojiler kullanılacak.
— İş birliği kapsamında, su temini ve enerji verimliliğinin artırılması adına iletim ve dağıtım ağlarında kullanılan malzemeler ve bunların bakımına yönelik yaklaşımlar yönetilecek.
–Nitelikli su izleme ve arıtma ile kimyasal kullanımda verimlilik artırılacak, her iki ülkede su kaynaklarını geliştirmek için en son teknolojilerin uygulanması konusunda iş birliği güçlendirilecek.
— Ayrıca, gelir getirmeyen suyun azaltılması, şebekelerde su kaçak ve kaybının tespit edilmesi ve su kullanımı koruma programlarının iyileştirilmesi konularında en son teknolojilerin uygulanmasına yönelik ortak projeler yürütülecek, sektördeki paydaşların iş birliği yapması teşvik edilecek.
— Anlaşma çerçevesinde, su kaynakları ile bu kaynakların gıda güvenliği ile ilişkilerinin, yer altı suyu sisteminin, doğal ve yapay beslenmenin yönetilmesi ile iklim değişikliğinin su kaynakları üzerine etkileri konularında deneyim paylaşımı gerçekleştirilecek, proje bazlı iş birliği yapılacak

Çift Diskli Gübre Serpme Makinesi (Yardım)

Geçen yıl tek diskli gübre serpme makinemi düzensiz atım nedeniyle sattım. Bunun yerine çift diskli olanlara bakıyorum. Ayçiçek 600 litrelik için 6000 lira fiyat verdiler. Pazarlıkla 500 lira daha indirebilirim. Axona için yarın fiyat alacağım.

Bu markaları kullanan arkadaşlardan bilgi rica ediyorum. Hangisi daha iyidir?

Filtrele


Hakkımızda

TrakKulüp, içinde 100.000'den fazla konuyu, 1.300.000'den fazla mesajı barındıran Türkiye'nin ilk ve en büyük traktör, tarım ekipmanları ve çiftçilik paylaşım sitesidir. 86.000 üyemiz gibi sizi de aramızda görmek isteriz.
Üst Alt